540.
O, seni güldürmedikçe sakın gülmeye kalkışma;
Çünkü
bütün gülüşler, bu gülüşten doğar, bu gülüşten meydana gelir.
A
yüzünü ekşiten, sana dert verene bak, yüzünü ekşitene yüz tut da o, sirkeye
tatlı şekerler katsın, seni tatlılaştırsın.
A
düşüp yerlere döşenen yorgun, seni düşürene bak;
Ona
yüz tutarsan gene o kaldırır seni.
Çünkü
onun mahallesinde yatıp uyuyan köpekten aslan bile çekinir, o köpeğin
korkusundan erir de kaçıp gider.
O
kutluluklar (Uğurlu) sabahı ışıyıp nurlar
saçınca horoza benzeyen can feryat etmeye koyulur.
Güneş
parıl-parıl parlamaya başlar, nurlar saçar, beden de tuzu-toprağı yatıştırır da
sevgili gelir, canı kucaklar.
Yoksul
avare gönül (Başıboş, aylak, ne istediğini bilemeyen),
o tamamıyla kendini kaybetmiş zavallı, bu çareyi duyar da neşelenir,
oynaya-oynaya gelir.
Ezel
âlemine (Başlangıcı belli olmayan, öncesizlik yerine)
gitmiş, yokluğa (Varoluş sırasındaki madde öncesine)
ulaşmış can da iki büklüm boyuyla o an, ortaya çıkar.
Gebe
Meryem kesilmiş gönül, öylesine bir naza (İsteksiz
gözükmeye) kalkışır, bana öylesine işvelenir (Aldatıcı
tavır yapar) ki iki günlük İsa’ya benzeyen beden dile gelir, konuşmaya
başlar.
Gönül
cihanın nuru olur, can parıl-parıl parlamaya başlar;
Bu
oyuna koyulur, o, el çırpadurur.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler öğrendik;
1. Allah güldürmedikçe gülmemizin doğru bir davranış
olmadığını öğrendik.
2. Başımıza gelen dertlerin, sıkıntıların Allah’tan
geldiğini bilen ve şikâyetçi olmayanı Allah’ın güldüreceğini, dostları
vasıtasıyla yardım edip ferahlandıracağını öğrendik.
3. Ne kötü durumda olursak olalım Allah’ın yardımını beklememiz
gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah’tan yardım alanın bütün cihana aydınlık veren,
sevinci içinde gülüp oynayanı olacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ