24 Eylül 2015 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 610 İNCİ BEYİT

610. Aslı kuzgun (Karakarga) olan, doğan şekline bürünebilir mi?
Sarımsak yiyenin ağzından soğan kokusu gelebilir mi?

Aslan, puşt-un (Güvenilmez, kalleş), kahpenin (Dönek kişinin) saldırışından yerlere serilir mi?
Eşeğin osuruğundan ezan sesi çıkar, duyulur mu?

A küçük!
Pabucunun darlığından ayağın da küçülmüş, çıkar pabuçlarını da bir ferahla, genişle.

Ümide kapıl da ebedilik gözünü aç, aç da yüce Arş’tan güneşinin parıltısı vursun, her taraf ışıl-ışıl ışısın, parıl-parıl parlasın.

Ey çenk (Arp’ı andıran telli çalgı)!
Düşünceyi at, halkaya (Mevlevi topluluğuna) gir, kendini daha da boş bir hale getir de nağmelerle dol, neşeler ver meclise.

Bugün, yüzünü görmek kutlu olsun göze.
Yepyeni bir heves geldi, halkalandı başımıza;
Kutlu olsun.

Güller bellerini bağladılar (İşe başladılar) da gül bahçesine geldiler mi bütün dünyaya gülmeye başlarlar;
A güle de, gül gibi yüzlercesine de gülen, neşeler saçan dost, kutlu olsun neşen.

Güzeller yüzünü gördüler mi sürçtüler (Yürürken yanlış adım atıp dengesini yitirdiler), düştüler, yerlere serildiler;
Gönül de bu evin kapısında sürçmüş, kutlu olsun sürçmesi.

Nevruza (Baharın ilk gününe) benzeyen yüzünü gördüm de yağmur gibi gözyaşları döktüm;
Nevruzda bu çeşit yağmur kutlu olsun dünyaya.

Dilin söylemeden, harfle bir şey konuşmadan özünden gelen kutlu olsun sesini kulağın duydu.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik;
1.    Yaşadığımız alanın dar bir alan olduğunu, bunalımların, üzüntülerin çok olduğu, güvenilmez kalleş kişilerin davranışlarından rahatsız olduğumuz bu yaşam alandan çıkıp göklere yükselmemiz, ebedi yaşama kavuşmamız gerektiğini öğrendik.
2.    Önce kendimizi dünyalık isteklerden boşaltmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Sevgi saygı duyduğumuzu görmek ve görmek peşine düşmemiz gerektiğini öğrendik.
4.    Ebedi yaşamı elde etmek, hakikati olduğu gibi görmek için Mevlevi topluluğunun katılmamız gerektiğini öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Dilin söylemediği, harfe söze bağlı kalmadan özden dinlemek, özden anlamak ve konuşmak için Allah dostları olan Şems Hazretlerine, Mevlana Hazretlerine katılmak için kendimize düşen işleri yapmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar