6 Eylül 2015 Pazar

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 430 İNCİ BEYİT

430. Ay’a yüzlerce Ay katılsa güzel gözleri görmez bile;
O Huten (Çin surlarına yakın Türk bölgesi) güzelinin daracık gözleriyle bir başka güzelliği vardır.

Gök nurluysa ey can, onun ışığının vuruşundandır bu nur.
Bahçede gülen bir gül, terü-taze bir yasemin (Çiçeği) varsa gene ondandır.

Mumu, ağyarın leğeni (Yabancıların kabı) altındaysa ne çıkar?
Leğen altındaki mumun nuru gene tavana vurur.

Sen başkaları ile eşsen, bize bakıp duruyorsan bil ki biz de bedenden başka tertemiz bir de ruh var (Aynı sanma, farkımızı gör).

Şu gönül pek sarhoş oldu, şu gönül elden çıktı.
Küçüldü, inceldiyse bile o kıvrım-kıvrım, büklüm-büklüm saçlar yüzünden küçüldü, inceldi şu gönül.

Tebrizli Tanrı Şems’i, bütün aslanların padişahıdır;
O aslan, can ormanımızda konaklamıştır, orasını vatan edinmiştir.

Selviden usûl (Düzgün, gösterişli vücut), yüce boyunun kokusunu alıyorum;
Ayda yüzünün rengini görüyorum sanki.

Her şekerkamışı, tapına geliyor da hizmet kemerini kuşanıyor (Onun yolunda çalışmak için karar veriyor);
Şeker de senin helvana kulluk (Sevgiyle bağlanıp hizmet) etmeye geliyor.

Işıyan her ışık, yüzünün nurundan doğuyor;
Şarap müjde vermede, yani yârinki günün geliyor demede.

Gül, süsene usta oldu, yeşilliğe bezedi;
Çünkü ondan senin eşsiz, güzel gülüşün hatırlanmada.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik;
1.    Tebrizli Tanrı Şems’inin aramızda olduğunu, güzelliğini kaybetmediğini, ışığını yaşarken verdiği ışıktan daha fazlasını verdiğini, sevgiyle bağlanıp gönlümüze almamız gerektiğini öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
İnsan tutkulu bir sevgiyle sevince sevdiğini bütün güzelliklerde aradığını, bütün güzelliklerde sevdiğinden bir eser gördüğünü öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar