1 Ağustos 2015 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 70 İNCİ BEYİT

70. Onun gümüşe benzer göğsü yüzünden betimiz-benzimiz altına döndü;
Bizim bu gümüşümüze, altınımıza yüzlerce define, yüzlerce hazine feda olsun.

Bizim şu insan kalıbımızı melek haline getiren nur, nerden bir renge boyanacak, nasıl bir şekle sığınacak, imkân var mı buna?

Bir şeye benzetilemez amma lütfeder de benzetişi reva (Yerinde, uygun) görür;
Çünkü bakışımızın, görüşümüzün zayıflığını bilir.

Nurum buyurmuştur, kandile benzer.
Göğsümüzle gözümüze de kandil konan yer ve sırça demiştir (Nur suresi 35).

Sus da bunu herkes duymasın;
Zaten hayrımızı, şerrimizi anlayabilecek kim var ki?

Ey can sakisi (Canımıza Allah sevgisi veren, Allah nuru döken), o yıllanmış, o eski şarabı, o gönlün yolunu kesen, o din yoluna kılavuzluk eden şarabı (Tanrı şarabını) sun.

Gönülden kanayan, ruhla kaynaşan, coşup köpürüşü Tanrıyı gören gözü mahmurlaştıran şarabı sun.

O üzüm şarabı İsa ümmetinin;
Bu Mansur şarabıysa Yâsin ümmetine (Doğru yol üzerinde olanların, Peygambere ve Kur’an’a uyanlara) mahsus.

O şaraptan da küpler dolusu var, bu şaraptan da küpler dolusu;
Fakat o küpü kırmadıkça (Üzüm şarabından sarhoş olmaktan vazgeçmedikçe) bu şarabı (Tanrı şarabını) asla tadamazsın.

O (Üzüm) şarabı alsan da bir an olsun gönlü neşelendirmez, gamı (Kederi, üzüntüyü, sıkıntıyı) asla öldürmez, kini (Gizli düşmanlığı) asla kökünden söküp atmaz.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Dünya şarabını terk edip Hak şarabını istememiz ve gereklerini yapmamız gerektiğini öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin içine Allah’ın sönmeyen ışığı koyduğunu, bizleri bu ışıkla aydınlattığını öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren;
Bedenimizi melekler seviyesine getiren nura ulaştırmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar