140.
Kanlarla dolu yola ayak bas (Zorlu bu yola gir),
yüzünü Mecnun’un yüzüne koy (Tutkulu sevgi ile
kendinden geçene yaklaş);
Savaş
kılıcını çek, aslanın bile derisini yüz (Korkma,
savaşacak, başaracak gücün sende var).
Ey
Dudu kuşunun (İnsan gibi söz söyleyen kuş, papağan)
huyun husuna (Yaradılış ve ruh özelliklerine) sahip
çalgıcı, üçüncü terci’i (Tekrar et de) söyle de
derede su akar gibi ruh da akıp gitsin.
Ey
ateş göğünden de bir hoşça, bir güzelce geçip yücelen İsa, gökten başını eğ de
bizi yücelere çek.
Toprakla
birdim (Beraberdim);
Ayaklar
altında ezilmedeyim;
Bana
bir sıfat (Yolu gösterip aydınlattın, görev ve
sorumluluk) verdin de toprak döşeme oldu (Ayağımın
altına yayıldı) bana.
Bu
göz, nura bakmazdı (Hakikati olduğu gibi görmenin
verdiği gücü bilmiyordu), fakat sen, şu aşağılık âlemde ona öyle bir
sürme çektin ki derya (Deniz) kesildi adeta.
O
sağrağın (Büyük kadehin) verdiği sarhoşluk
olmadıkça gönül, kendisinden habersizdir, arık (Zayıf,
güçsüz) bir haldedir.
O
Kayser (Hükümdar), sürme çekmedikçe (Görüş yeteneği vermedikçe) her göz kördür.
Aslanların
ormanına (Aslanların av yaptığı yere) git ki ceylan
avlayasın;
Padişahın
meclisine (Büyüklerin bulunduğu yere) git de
onun (Seni kendinden geçirecek) şarabından tat.
Her
yanda bir saki (İnsan ruhuna Allah sevgisi veren, Allah
nuru saçan), elinde arı-duru şarap (Tanrı şarabı,
damlası bile insanı kendinden geçiren özellikte olan şarap).
Her
tarafta bir çalgıcı hepsinin de çene topağı (Yuvarlağı)
tatlı mı tatlı, hepsi de ay gibi.
Sevgiliye,
bayram mısın, düğün-dernek misin?
Yarabbi!
Bu
debdebeyi (Görkemi), bu güzelliği nerden verdin
diye sorup durmadasın.
O
aslan, dünyanın altı bucağına nerden sığacak?
O
aslana lâyık pençe, altı cihetten (Yön; ön, arka, sağ,
sol, yukarı, aşağı) de dışarıda.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Allah’ı çok
seven, yakın olanlara yakınlaşıp ruhumuzu yücelere doğru hareket ettirmemiz
gerektiğini öğrendik.
2.
Aşağılardan
ezilmekten kurtulup İsa Peygamber gibi yücelere çıkmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Nurla bakmayı
öğrenmemiz, bu bakışın sarhoşluğuyla varlığımızda pasif halde olan gönlümüzü
etkenleştirmemiz gerektiğini öğrendik.
4.
Doğru, nurla
bakan, görüş sahibi kişilerin yanına gitmemiz onlardan etkilenmemiz gerektiğini
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
İçimizde bulunan, sadece kelime ile söylediğimiz,
aslında çok güçlü olan kalbimizi, ruhumuzu, gönlümüzü tanımamız ve aktif hale
getirmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ