26 Ağustos 2015 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 320 İNCİ BEYİT

320. Yahut susuz sedef gibi ağzını açıp gelir de katreyi (Gökten gelen yağmur damlasını ’Söz’) yutar, inciyi (Güzellik ve yüksek değer) elde eder;

Yahut da ot toplayan kişi gibi yıkık yerden yıkık yere dönüp dolaşırken ansızın bir viranede define (Değerli, önemli, az bulunur nitelikte olan) bulunduğunu haber alır?

Yola düş, yol al, efsaneyi (Gerçeğe dayanmayan, asılsız sözleri) bırak da bildik de, yabancı da “ Senin göğsünü açıp genişletmedik mi” (İnşirah 1) nurundan, şerhe (Açıklanmaya ve ayrıntılı anlatmaya) muhtaç olmadan bir kapı (Anlamaya, kavramaya, gizlenenleri görmeye giriş sağlayan bir aralık) bulsun, o nura herkes kavuşsun.

Gene geldi o avare (İşsiz, güçsüz, başıboş, aylak) kul (Mevlana Hazretleri), gene geldi, mum gibi senin (Tebrizli Tanrı Şems’in) önünde yanıp yakılmaya, sızıp erimeye koyuldu.

Nergis gibi, şeker gibi gül yüzüne canım benim, kapıyı örtme, çünkü niyaz etmeye (Yalvarmaya, yakarmaya) geldi o a benim canım.

Çünkü kapıyı örtersen (Görüşmek istemezsen) senin hükmüne baş kor (İtiraz etmem);
Halbuki kula niyaz etmek (Yalvarmak, yakarmak) düşer, padişaha naz etmek (İsteksiz gözükmek, yalvartmak).

Her yanıp yakılan mum, göze aydınlık verir.
Kim yanarsa erirse o kişi sırra mahrem olur (Gizli tutulanı bilir).

Eliyle sunulan (Hak dostunun eliyle verdiği) zehri şaraptan ayırt edersem canım, can yolunda geçici aşka düşmüş demektir, daha çok yol alman gerek.

Onun abıhayatını (Ölümsüzlük kazandıracak suyunu) hayvan nerden bilecek.
Kapanmış göz nasıl olur da yüzünü (Hakikatini) görebilir?

Ben yolculuğu bıraktım, sevgiliyle oturdum, karar ettim;
Ölümden emin oldum, çünkü o uzun ömür geldi.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Gökten gelen sözü içselleştirip içimizde o sözün manasını anlayarak, kavrayarak güzellik ve yüksek değer kazanmamız gerektiğini öğrendik.
2.    Basit, sıradan işler yapanın değerli, önemli, az bulunur nitelikte olan kimseyi ve bulunduğu yeri haber alınca yola çıkmamız o nurlu kişiden nur almamız gerektiğini öğrendik.
3.    Hazine olan Allah dostunun nazına katlanmak, hizmet yapmak, sevgisini kazanmamız gerektiğini öğrendik.
4.    Allah dostunun bize sunduğu her şeyi ayırt etmeden sevinerek kabul etmemiz gerektiğini öğrendik.
                                 *
İşte böyle yaren;
Allah dostunun uzun ömrünü, ölümsüzlüğünü ve değerini hakikate gözlerini kapatanların göremeyeceğini, her aklın bu durumu anlayamayacağını öğrendik, anladık. 

Allah’ı arama yolculuğunda olup Allah dostunu bulanların onunla kararlı olarak beraber olmaları gerektiğini, böylece uzun ömre kavuşacaklarını öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar