320.
Yahut susuz sedef gibi ağzını açıp gelir de katreyi (Gökten
gelen yağmur damlasını ’Söz’) yutar, inciyi (Güzellik
ve yüksek değer) elde eder;
Yahut
da ot toplayan kişi gibi yıkık yerden yıkık yere dönüp dolaşırken ansızın bir
viranede define (Değerli, önemli, az bulunur nitelikte
olan) bulunduğunu haber alır?
Yola
düş, yol al, efsaneyi (Gerçeğe dayanmayan, asılsız
sözleri) bırak da bildik de, yabancı da “ Senin
göğsünü açıp genişletmedik mi” (İnşirah 1)
nurundan, şerhe (Açıklanmaya ve ayrıntılı anlatmaya)
muhtaç olmadan bir kapı (Anlamaya, kavramaya,
gizlenenleri görmeye giriş sağlayan bir aralık) bulsun, o nura herkes
kavuşsun.
Gene
geldi o avare (İşsiz, güçsüz, başıboş, aylak)
kul (Mevlana Hazretleri), gene geldi, mum gibi
senin (Tebrizli Tanrı Şems’in) önünde yanıp
yakılmaya, sızıp erimeye koyuldu.
Nergis
gibi, şeker gibi gül yüzüne canım benim, kapıyı örtme, çünkü niyaz etmeye (Yalvarmaya, yakarmaya) geldi o a benim canım.
Çünkü
kapıyı örtersen (Görüşmek istemezsen) senin
hükmüne baş kor (İtiraz etmem);
Halbuki
kula niyaz etmek (Yalvarmak, yakarmak) düşer,
padişaha naz etmek (İsteksiz gözükmek, yalvartmak).
Her
yanıp yakılan mum, göze aydınlık verir.
Kim
yanarsa erirse o kişi sırra mahrem olur (Gizli tutulanı
bilir).
Eliyle
sunulan (Hak dostunun eliyle verdiği) zehri
şaraptan ayırt edersem canım, can yolunda geçici aşka düşmüş demektir, daha çok
yol alman gerek.
Onun
abıhayatını (Ölümsüzlük kazandıracak suyunu)
hayvan nerden bilecek.
Kapanmış
göz nasıl olur da yüzünü (Hakikatini) görebilir?
Ben
yolculuğu bıraktım, sevgiliyle oturdum, karar ettim;
Ölümden
emin oldum, çünkü o uzun ömür geldi.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Gökten gelen sözü
içselleştirip içimizde o sözün manasını anlayarak, kavrayarak güzellik ve
yüksek değer kazanmamız gerektiğini öğrendik.
2.
Basit, sıradan
işler yapanın değerli, önemli, az bulunur nitelikte olan kimseyi ve bulunduğu
yeri haber alınca yola çıkmamız o nurlu kişiden nur almamız gerektiğini
öğrendik.
3.
Hazine olan Allah
dostunun nazına katlanmak, hizmet yapmak, sevgisini kazanmamız gerektiğini
öğrendik.
4.
Allah dostunun bize
sunduğu her şeyi ayırt etmeden sevinerek kabul etmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah dostunun uzun ömrünü, ölümsüzlüğünü ve değerini
hakikate gözlerini kapatanların göremeyeceğini, her aklın bu durumu anlayamayacağını
öğrendik, anladık.
Allah’ı arama yolculuğunda olup Allah dostunu
bulanların onunla kararlı olarak beraber olmaları gerektiğini, böylece uzun
ömre kavuşacaklarını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ