5 Ağustos 2015 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 110 İNCİ BEYİT

110. Kahrı (Zorlayıcı davranışları) tamamıyla rahmet (Merhamet, acımak, şefkat, ihsan etmek, esirgemek) kesildi, zehri (Acılığı) baştanbaşa şerbete (Tatlılığa) döndü, bulutu şekerler (Yumuşaklıklar, güzellikler) yağdırmaya başladı,
Dilerim hep böyle olsun.

Şu öküz (Aptal, anlayışsız, yavaş, görgüsüz, yeteneksiz, budala, saf) kurban oldu (Bir ülkü uğrunda kendini feda etti) ya, artık ne köşke konduğundan dolayı yücelir, izzete sahip olur, ne boynuzum var diye utanır, yerinir (Bulunduğu yere göre ne sevinir ne de üzülür);
Hep de böyle olsun dilerim.

Yeryüzü, gökyüzü haline geldi mi (Kişi kendini alt-üst etti mi yani değerli gördüğünü değersiz, değersiz gördüğünü değerli etti mi) Senâyi’nin dileği olmuştur;
Buydu, ona döndü,
Hep böyle olsun.

Sus ki sarhoşum ben, birisi elimi bağladı benim;
Düşünce dağıldı gitti,
Dilerim hep de böyle olup gitsin.

Ey Ay yüzlü sevgili, Ramazan ayı geldi.
Sofranın üstünü ört, yücelikler yolunu aç.

A hercâyi ( Kararsız, sebatsız, vefasız, dönek, serseri) herzevekil (Kendisini vazife olmayan şeylere karışan, boşboğaz, her şeye burnunu sokan), geri dönmenin tam vakti;
Helva (Tatlı işler yapana) satana bak, niceye bir helva isteyip (Dilenip) duracaksın?

Helvacıyı bir kerecik görmek bile seni öylesine tatlılaştırdı ki bal bile efendim der, sana toprak olayım, tapında yerlere döşeneyim.

Yemen, kusman yüzünden pilicin, şu yumurtada kalakaldı;
Çık şu yumurtadan (Bilgiçlik taslamaktan, bahane bulmaktan, beceriksizlikten, görgüsüzlükten kurtul) da kanatların bitsin, uçasın.

Mehterin (Müzik aletine üfleyenin) dudakları, sevgilinin dudaklarının anışıyla kupkuru;
Bomboş karnıyla zurna gibi ne de hoş feryat ediyor.

İçinde bir şey bulunmasın, için bomboş olsun;
Dudaklarını ney-in dudaklarına ver, bu daha hoş;
Ney gibi onun nefesiyle doldun mu artık şeker çiğne.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Yetiştiren kişinin sert keskin hareketlerine kızıp uzaklaşmamamız gerektiğini, yakın olmamızın, sabretmemizin iyi sonuçlar vereceğini öğrendik.
2.    Aptal, anlayışsız, yavaş, görgüsüz, yeteneksiz, budala, saf olsak bile Allah dostunun eğitimiyle yücelerde kendimize yer bulabileceğimizi öğrendik.
3.    Bizi tatlılığa ulaştıracak kişiden bir şeyler istek yerine onun sanatını anlamaya, öğrenmeye çalışmamız gerektiğini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren;
Dünyalık isteklerden, doğru diye kabul ettiğimiz tüm bilgilerden düşüncelerden, kanaatlerden kendimizi temizleyip içimizi boşaltarak Hu (Allah) dememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar