360.
Bağ bahçe, yabancı kışın yüzünden tam üç ay ağzını yumdu, bir şeycikler
söylemedi de sonucu, sendeki bahar kokularının üstüne gayb âleminden bir
esintidir geldi.
Ey
karanlık geceyi uykuyla geçiren, dua etme çağı geldi.
Ey
cefa (Eziyet, işkence) etmeyi adet edinmiş nefis
(İstekler topluluğu), vefa etme (Sevgiyi devam ettirme, dostluk bağlılığının davranışlarını
yapma) zamanı geldi.
Pencereden
bak (Anlamak ve farkına varmak için ilgini dışarıya
yönelt), tövbe kapısını aç (Yanlışının farkına
var ve pişman olduğunu, bir daha yapmayacağını Allah’a açıkça belirt),
evi düz (Düzene sok, eksikliklerini tamamla),
koş (İzle, ilgilen, yapılması gerekeni hızla yap),
hadi durma (Oyalanma, eğlenme, bekleme harekete geç);
Bizim
nöbetimiz (Sıra ile yapılan işi bizim yapma zamanımız)
geldi işte.
Suçtan
(Yasaklarla kendini sınırlandırmadan), cefa (Kendine eziyet, işkence) etmeye düşmeden ne diye el
yıkamazsın (Vazgeçmezsin)?
Yüzüne
bir su vur (Kendine gel, sersemlikten çık),
namaz çağı (Allah’a yönelme zaman parçası) geldi,
çattı.
Yüzünü
kabre tuttun mu (İhtiyarlayıp ölüm yaklaştığı zaman)
bu kıbleyi (Sıkıntılı bir durumda yardımı umularak
başvurulacak yeri) hatırlarsın amma namazın kazaya kaldı mı (En verimli zamanı boş geçirdikten sonra) yanıp yakılmadan
bir fayda gelmez eline.
Bu
kıbleden (Aşk nurundan) bir ışık ara da mezara
mum olsun, kabrini ışıtsın;
O
ışık, Tanrı nuru geldi mi kabir (Mezar), bir gül
bahçesi kesilir gider.
Gam
evinde oturup kalmak, aşağılık bir himmete (Düşük
nitelikteki çalışmaya, emeğe, gayrete) sahip olmaktandır.
Aşağılık
himmete sahip olan kişinin gönlünde, nasıl olur da senin sırların (Açığa vurmadığın, gizli tuttuğun bilgiler) bulunur?
Neyin
üstüne titriyorsan (Sevgi ve özen gösteriyorsan)
bil ki değerin, odur ancak;
İşte
bu yüzdendir ki âşığın gönlü, Arş’tan (Göğün en yüksek
kısmından) da üstündür.
Derdin
(Sıkıntın), ilaç olarak tanıdığın (Bildiğin) şeydendir, vefa (Sevgiyi,
dostluğu, bağlılığı devam ettirmek) dediğin şey, düzendir (İlke ve
yasalardır), hiledir (Değersiz bir şeyi değerli gibi
göstermek için aldatmak ve yanıltmak için yapılan oyundur).
Aşkın
geldiği yere can sığabilir mi hiç?
Deliliğin
hükmettiği yere her akıl nerden ulaşacak?
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1. Sıkıntılar
karşısında şikayetçi olmadan sevdiğini suskun bir bekleyiş sonunda; belli olan
veya olmayan rahatlatıcı olaylar olmaya başlayacağını öğrendik.
2. Allah’ı severek, Allah’tan isteyerek, hiç ümitsizliğe düşmeden sevgiyi devam ettirerek isteğimizin olma zamanın gelmesini beklememiz gerektiğini öğrendik.
2. Allah’ı severek, Allah’tan isteyerek, hiç ümitsizliğe düşmeden sevgiyi devam ettirerek isteğimizin olma zamanın gelmesini beklememiz gerektiğini öğrendik.
3.
Allah’tan
isteğimizin olmasını beklerken işlediğimiz suçlarımızı ve günahlarımı
hatırlayarak pişman olarak bir daha yapmamak üzere tövbe ederek Allah’ın
affetmesini yalvararak istememiz gerektiğini öğrendik.
4.
İçimize
kapanmadan gözlemler yapmamız ve üstümüze düşen sorumluluklarımızı yerine
getirmemiz gerektiğini öğrendik.
5.
Allah’a ve Allah
dostlarını genç iken yönelmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Ne yapıyorsak, neyle uğraşıyorsak, kimi seviyorsak,
kimin yanına gidiyorsak değerimizin göstergesi olduğunu, âşıkların değer ve
göstergesinin çok yükseklerde olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ