6 Ağustos 2015 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 120 İNCİ BEYİT

120. Ney-e üfüren nefeste şekerler gizlidir;
Meryem’e benzeyen ney, o nefesten tatlılara gebe kalmıştır.

Ekmek yemeye tövbe edersen ne ziyan edersin (Kaybedersin) ki?
Ekmeği artıp duran sofra nerde, cana canlar katan sevgili nerde?

Tortudan arınayım (Saflaşayım), aralıktan (Uygunluk, elverişli durum, fırsat bulayım), da öteye geçeyim de Kaf dağına (Yücelere) çıkayım.

Oruçlu Kaf dağına çıkan serçe bile Zümrüdüanka (İyilik ve güzelliklerden haber veren kuş) kesilir cancağazım.

Orucun vereceği zayıflık beti benzi sarartır, baş döndürür amma bu çeşit zayıflık, bu çeşit sararış yüzünden de insanlar, yed-i beyzâ’yı (İçinde olan ışığı dışarı çıkarma olanağını) elde ederler.

Su iyi aksın, ekinler yeşersin, göversin (Gelişsin) diye her yıl arkları taramazlar mı, çamurunu temizlemezler mi?

Sen de şu ekmeği ark temizleyenlere, ark açanlara ver de âbıhayat (Ölümsüzlüğü) elde et, bütün cüzü’lerinin (En küçük parçaların) dirilsin (Yeniden etkin, geçerli olsun).

A sözlerimi dinleyen, şu nefesi, bir selin çağlayışı say;
Çağlıyor da canı denize çağırıyor.

Ey Ay yüzlü dilber, senin vasfının (Özelliklerinin) ilk sözleri, başlığı bile tam yetmiş iki defter oldu (72 değişik milletin kaydına girdi) da o hasetçi (Kıskanç) Zühre’nin (Venüs yıldızı) (Kalbe sevinç veren bu yıldızın) elinde, tam yetmiş iki tef, ıslandı, ses vermez hale geldi.

Cehennemin kapısını kapadık, yani yiyip içme taamını (Sofrasını) yok ettik;
Sen de cennetin kapısını, yani aydın gönlünü aç.

Eşeğe (Kaba, düşüncesiz insanlara) çok hizmet ettin, onun otunu, arpasını çok çektin, götürdün;
İsa’ya (Tanrı erlerine) da hizmette bulunmak, ona yardım etmek gerek.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Orucun görünür faydasından daha fazla görünmeyen faydası olduğunu öğrendik.
2.    Yeme derdinden, yemeye önem vermekten vazgeçmemiz gerektiğini öğrendik.
3.    Bütün uğraşımızı yemek yeme işinde olmaması olduğunu öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin kendisine sevgiyle bağlananların cezalandırılma korkusundan kurtulduklarını, iç âlemlerini aydınlık hale getirdiklerini, iyiliklere, güzelliklere yöneldiklerini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar