2 Ağustos 2015 Pazar

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 80 İNCİ BEYİT

80. Fakat bu (Tanrı) şarabın bir katresi (Damlası) bile işini altına döndürür;
Şu altına benzeyen kadehe canım feda olsun.

Bu iş olsa-olsa, yatağını yastığını derip devşirişin (Toplayıp yani yatakta yatmayan, uyanık) kişiye seher çağında olur, uyanık er, seher çağında bu feyze erer (Bilgiye ulaşır).

Sürçüp sendelemesin de padişahlarla olan ahdını (Verdiği sözü), amanını (Yardım isteğini) bozmasın sakın;
Çünkü kötü dost, vesveseye (Şüphelere) aldırmaz.

Yüzün yaralanırsa aldırma, yürü, bir başka yara arayadur;
Rüstem bile olsa safta rastladığı gül, nesrin (Yaban gülü) demetine ne yapar ki?

Cana canlar katana, içmek için abıhayat gerek;
Tanrı denizinin balığı, tamamıyla can olmalı.

Şu balçıktan yapılan yıkık yer, baykuşun yurdudur;
Zümrüdü Anka gibi yücelerde uçan kuşa bu alan, nerden lâyık olacak?

Bu devletin parıltısına karşı yüzlerce göz kamaşır kalır, sen, öyle sopasına dayanarak yürüyen her körü, kulağından tutup çekme bu yana.

Sağlam para isen nasıl oluyor da borca kapılıyor, o hevesle sarhoş oluyorsun?
Bu kerem ve ihsan hazinesini ne sanıyorsun sen?

Gönlü daralan kişi, lütfa, insafa uğrayacağı yeri iyiden iyiye bilir;
O ebedi cana yüzlerce gönül feda edilse yeri vardır.

Gönül demirden de aşağı değildir ya;
Demir bile mıhladızın (Mıknatısın) karşısına çıkan taşı bilir, o taşın mıhladız tarafından çekilmeyeceğini anlar.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Sabahleyin gün doğmadan önceki tan ağarması sırasında Allah’a yapılan duanın kabul olduğunu, bolluk ve bereketin bu zamanda verildiğini öğrendik.
2.    Allah’a Rabbimsin sözünü unutmayanın, sabah vaktinde uyanık olarak Allah’tan yardım isteyenin Allah’tan nasip alacaklarını öğrendik.
3.    Allah’ı arayış yolunda yaralansak bile aramaya devam etmemiz, bu yoldan ayrılmamak gerektiğini öğrendik.
4.    Tanrı nuru olan Tanrı şarabını içmek için sadece istemenin yeterli olmadığını, ebedi yaşam için canımızı feda etmemiz gerektiğini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren;
Daralan, sıkışan, bunalan kişinin kendisini neyin ve kimin kurtaracağını bileceğini, iyilik edecek olanın da bu kişiyi mıknatısın demiri çektiği gibi kendisine doğru çekeceğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar