80.
Fakat bu (Tanrı) şarabın bir katresi (Damlası) bile işini altına döndürür;
Şu
altına benzeyen kadehe canım feda olsun.
Bu
iş olsa-olsa, yatağını yastığını derip devşirişin (Toplayıp
yani yatakta yatmayan, uyanık) kişiye seher çağında olur, uyanık er,
seher çağında bu feyze erer (Bilgiye ulaşır).
Sürçüp
sendelemesin de padişahlarla olan ahdını (Verdiği sözü),
amanını (Yardım isteğini) bozmasın sakın;
Çünkü
kötü dost, vesveseye (Şüphelere) aldırmaz.
Yüzün
yaralanırsa aldırma, yürü, bir başka yara arayadur;
Rüstem
bile olsa safta rastladığı gül, nesrin (Yaban gülü)
demetine ne yapar ki?
Cana
canlar katana, içmek için abıhayat gerek;
Tanrı
denizinin balığı, tamamıyla can olmalı.
Şu
balçıktan yapılan yıkık yer, baykuşun yurdudur;
Zümrüdü
Anka gibi yücelerde uçan kuşa bu alan, nerden lâyık olacak?
Bu
devletin parıltısına karşı yüzlerce göz kamaşır kalır, sen, öyle sopasına
dayanarak yürüyen her körü, kulağından tutup çekme bu yana.
Sağlam
para isen nasıl oluyor da borca kapılıyor, o hevesle sarhoş oluyorsun?
Bu
kerem ve ihsan hazinesini ne sanıyorsun sen?
Gönlü
daralan kişi, lütfa, insafa uğrayacağı yeri iyiden iyiye bilir;
O
ebedi cana yüzlerce gönül feda edilse yeri vardır.
Gönül
demirden de aşağı değildir ya;
Demir
bile mıhladızın (Mıknatısın) karşısına çıkan
taşı bilir, o taşın mıhladız tarafından çekilmeyeceğini anlar.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Sabahleyin gün
doğmadan önceki tan ağarması sırasında Allah’a yapılan duanın kabul olduğunu,
bolluk ve bereketin bu zamanda verildiğini öğrendik.
2.
Allah’a Rabbimsin
sözünü unutmayanın, sabah vaktinde uyanık olarak Allah’tan yardım isteyenin
Allah’tan nasip alacaklarını öğrendik.
3.
Allah’ı arayış
yolunda yaralansak bile aramaya devam etmemiz, bu yoldan ayrılmamak gerektiğini
öğrendik.
4.
Tanrı nuru olan
Tanrı şarabını içmek için sadece istemenin yeterli olmadığını, ebedi yaşam için
canımızı feda etmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Daralan, sıkışan, bunalan kişinin kendisini neyin ve
kimin kurtaracağını bileceğini, iyilik edecek olanın da bu kişiyi mıknatısın
demiri çektiği gibi kendisine doğru çekeceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ