31 Temmuz 2015 Cuma

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 60 İNCİ BEYİT

60. Ekinlere benziyoruz cancağazım (Sevdiğim);
Şu meydanda yetişmiş, yeşermişiz (Boy göstermiş, renk almışız);

Susamışız (Gelişmek, büyümek ve meyve vermek için), yağmur bulutunu (Bolluk verecek kişiyi) arıyoruz, onu beklemedeyiz.

Gök gürlemesi gibi sen de susmuyorsun bir türlü;
Çünkü şu akıl, sana bir perde (Hakikati olduğu gibi görmene engel);

Sabret, yokluğa dal (Allah’a muhtaç olduğunu anlamaya çalış) da şu söyleyip duran dudu kuşunu (Anlamsız söz söyleyen papağanı) öldür gitsin.

Nihayet o Ay (Şems Hazretleri), seher çağlarındaki ahlarımızı duydu da bu gece topluluğumuz başka düzene girdi.

Ay (Karanlıkta hareketsiz kalanlara Güneş ışığını yansıtarak yolu aydınlatan) göğsümde çark-urdu mu  (Dönmeye başladı mı)?
Ey Ay devri (Kutlu yıl geldi) derim, Ay devrimize (Kutluluğumuza) bak bizim.

Nerde Zâloğlu Rüstem ki (Güçlü, kuvvetli, yiğit er) ben ona hileler edeyim, oyunlar göstereyim;
Nerde Yusuf ki (Güzellik örneği) gelsin de bizim alımımızı, bizim güzelliğimizi görsün, parlaklığımızı seyretsin.

Bizim şeker madenimiz lokma olamaz, yutulamaz;
Sen onun şekere benzer tasında tatlı lokma olmaya bak.

Lütfu (İyiliği, bağışları), keremi (Büyüklüğü, ululuğu, asaleti), bizi koçmak (Sarmak), kucaklamak ister;

Bu yüzdendir ki her an, illetimize (Ruhsal hastalığımıza) bir ilaç hazırlar, ihsanlarda (Karşılık beklemeden iyiliklerde) bulunur.

Yanıp kavrulmuş ciğer tuzsuz yenemez;
Bu yüzden olacak ki her an, bizim yanıp kavrulmuş ciğerimize tuz ekmede.

Ayaksız tavafa girelim (Etrafında dönüp dolaşalım, hizmet edelim), başsız secdeye varalım (Üstün varlığını kabul ederek baş eğelim, itaat edelim);
Çünkü o, şu başımızı, başsız, ayaksız bir hale koydu (Elsiz, ayaksız, başsız iş yapar hale getirdi).

O padişahın kapısının çevresini ayaksız tavaf edelim;
Çünkü o Elest (Yaratılışın başlangıcında tüm ruhların bir arada olduğu zamanın) sarhoşu geldi de kapımızı kırdı bizim.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Boş konuşmalardan vazgeçip bizi geliştirecek, değiştirecek, faydalı hale sokacak kişiyi beklememiz, aramamız gerektiğini öğrendik.
2.    İçten dileklerle isteyene Allah’ın o kişiyi aydınlatacak, yön verecek, yol gösterecek, güzellikleri gösterecek, gitmemize yardım edecek, yolumuzu aydınlatacak, bize sevgili olacak dostlarından birini göndereceğini öğrendik.
3.    Bozukluklar, yetersizlikler olduğu zaman Allah’ın düzen verecek dostlarından birini göndereceğini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren;
Bizi yaratılışın başlangıcına yani Allah ile beraber olduğumuz zamana götüren Şems Hazretlerine tutkulu bir saygı ve sevgi ile bağlanıp etrafından ayrılmadan hizmet etmemiz gerektiğini öğrendik.

Şems Hazretlerine yaklaşmak için Mevlana Hazretlerinden yaklaşma yolunu öğrenmemiz, arada perde olmayacak kadar zatına yaklaşmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Allah’a çok yalvararak ve ağlayarak büyüklerimize yaklaşma izni versin de Mevlana Hazretleri kapalı gönlümüzden içeri girsin, seni yetiştirsin, hazırlasın da Şems Hazretlerinin kapıları kırıp gelmesini görmek nasip olsun.
(Kapı kırmak: Gücünü göstermesi)
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar