1480- Gönül dedi ki:
Ben
onun(Aşkın) neyiyim (İlişkim
ne?), onun nefesleriyle (Soluğuyla) feryat
etmedeyim.
Bu
sözü duyunca ağla öyleyse dedim, feryat et (Yüksek
sesle haykır) şimdi, ey canım, sevdasına kul olasıca.
Gerçekten
de kapımızı açtık, ayırmayın dostlarımızı;
Hamdolsun
seni baştanbaşa kaplayıp kucaklayan aşka!
Hasedinden
(Kıskançlığından, çekemezliğinden) İsa’yı
kıskanan, onun yüzünden perişan bir hale gelen nadanın (Bilgisiz, cahil, kaba, kötü, sert ve gönül kırıcı olanın) canı
çıksın, yüz köpek sakalına pislesin.
Eşek
(Kaba, düşüncesiz insan) nasıl olur da ceylanı (İnce,
narin kişiyi) avlayabilir, eşek nasıl olur da nâfe (Karnının altındaki deriden misk) kokusunu verebilir;
Kim
koklar eşeğin sidiğini ( Çişini) yahut koklamak
için arar, kim sorar?
Akarsuya
kancık (Dişi) eşek işerise ( Çişini boşaltırsa) suya bir ziyan gelmez amma gene de
susuz kalıp içmemek gerek o suyu.
Ey
nazı (Şımarıkça davranışı), işvesi (İlgi çekmek, gönül çelmek için takınılan hoş ve aldatıcı tavrı
olan) ahlaksızlara (Dürüst davranmayan, kötü
huylu, terbiyesizlere), yüz tırmalayışı kahpelere benzeyen (Güzel, nurlu yüze tırnaklarını geçirip yaralayan),
O
düzenden, o hileden eşek bile eşekliğiyle utanır, Tanrı’dan “ Onlar hayvanlardan
da daha sapık” (A’raf suresi 179) ayetini duy.
Susayım
da Tanrı, ebediyen yüzünü kara etsin onun, ben sakiye (Hak
ile birlikte olmanın zevkini veren kişiye) el atayım, zaten onun
edasından (Anlatış biçiminden), latifelerinden (Güldürecek
tuhaf ve güzel söz ve hikâyelerinden, şakalarından) sarhoşum.
Ey
aşk, sen mi daha düzgün, daha usûl boylusun (Köklere
sahipsin), yoksa bahçem mi, bahçemdeki elmalıkta yetişen elma ağaçları
mı daha düzgün, daha usûl boylu?
Ey
yeni Ay, bir çark kur (Çevrende dön, yön değiştir),
dön ey iştiyak (Özlem) çekenlerine canlar
bağışlayan.
Senden
gelen acı tatlılaşır, küfür, sapıklık, din kesilir, çer-çöpün (Sonuçta yok olacak varlığın) ağustos gülü olur;
Canına
yüzlerce can feda olsun senin.
Ey
halkın başını döndüren, göklere merdiven dayarsın, insana kanatlar verirsin,
başlara yüzlerce kavga salarsın.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Gönlümüzün aşk
sevdasıyla dile gelip haykırdığını öğrendik.
2.
Âşık insanı
kıskanan kişinin pisliğe bulaşmış kişi olduğunu öğrendik.
3.
Özel kişilerin
ince narin güzel kokan güzel söyleyen kişiyi istediğini öğrendik.
4.
Kaba düşüncesiz
kişiyi hiç kimsenin sevmediğini, beğenmediğini öğrendik.
5.
Ahlaksızlara
değer verip onlardan bir şey bekleyenden eşeğin bile utanacağını, böyle
kişilerden uzak durmak gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Aşka
düşkün olmanın iyi soydan, iyi kökten geldiğini, öğrendik, anladık.
Aşkın
insanı yükselteceğini, etken hale getirdiğini, aşktan her ne gelirse tatlılık
vereceğini, kötü huyların yok edeceğini, dine imana yöneleceğini, sevinç içinde
hem bu dünyada hem de ahrette yaşam sürme imkânı sağlayacağını öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ