10 Aralık 2014 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1300 İNCİ BEYİT

1300-   (Şems Hazretlerine hitap)
Ne gevşeklik kaldı (Canlandın, hareketlendin, istek ve dileğin ortaya çıktı), ne gösteriş;
Ne su kaldı, ne ot (Yemeyi içmeyi dert etmekten kurtuldun);
İşte o zaman, ey gül yüzlüm benim, hadi gel dedim.

Ey sarhoş canıma can olan (Yaşama sevincimi artıran, neşeyi, hevesi, gücü-kuvveti artıran), ey dün gece elimden kaçan, kırma beni, kırık gönlüme bak, kalk ey ordu kumandanım.

Ey güzel yürüyüşlü canım, sevgilinin huzurunda kıvran da, sevgilim sana, ey benim canım, ey benim rızkım, geçimim desin.

Şu bedenim bir iğe (Pamuk, yün vb.nden iplik eğirmekte kullanılan, ortası şişkin, iki ucu sivri ve çengelli olan, ağaçtan yapılmış araç, eğirmen, kirmen) benziyor, sustum mu Tanrı ip örmede, bu iğle beden iplerimi yumak haline getirmede.

İplikle ipliğin salınışı gizli de, iğle iğin dönüşü görünüyor;
İğ, onun tutuşu, çekişi olmadan nasıl bu besbedava (Çok ucuz) işe koyulurum ben diyor.

Beden sarığa, can da başa benziyor, o, başa sarılmada, her katı öbürünün üstünde, tıpkı sarığım gibi.

Ey terü-taze Şemseddin, sen gâh sarıksın, gâh baş;
Korkuyorum bir bahane bulur, benimle buluşmaktan dönersin, bana görünmezsin diye.

Ey tez, çevik uçanım, gayb âlemine uç, bu yana değil;
Gizlilik evine git ey düşüncem, ey anlayışım.

Aklı küllün (Doğadaki uyum, uzlaşma) bayram yerinde bir davuldan başka nesi var dünyanın, göklerin harman yerinde bir samandan başka nesi var gökyüzünün?

Ben yaraladım gönlünü senin, yarama mehlem (İlaç) sürme.
Ben yırttım hırkanı, yırtık hırkama el atma.
(Ben yanlış ettim, cezalandırma beni, sen yanlış etme)
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Dünya âleminin oyalayıcı uğraşlarından sıyrılıp görünmeyen bilinmeyen gayb âlemine yönelmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Sevgilimizin, aradığımızın görünmeyen âlemde olduğunu ve bize buraya gel diye davet edip beklediğini öğrendik.
3.    Görünen âlemi bildiğimizi, görünmeyen alemi görmeye, anlamaya çalışmamız gerektiğini öğrendik.
                              *                                           
İşte böyle yaren,
Ulu, asil, büyük insanların yüce âlemde kendilerine yer edindiklerini, onlarla görüşmek için onların bizim seviyemize inmesini beklememizin yanlık bekleyiş olduğunu, bizim onların bulunduğu yere ulaşmak, çıkmak için kendimizi uygun duruma getirip çevik davranmamız, anlayışımızı da buna göre düzenlememiz gerektiğini öğrendik, anladık.

Yücelere çıkmak için dünyaya bağlı kalmaktan kurtulmamız, bu uğurda uğraşı vermemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar