1260- İster söyle ister söyleme, benim ona sabrım
yok ey yüzü bu yılım (Dik yamaç, uçurum) olan,
saçları yılım olan sevgilim (Şems Hazretlerine hitap).
Halk
ondan (Şems Hazretlerinden) çekinip durmada,
hâlbuki onun tapısında ölüm şeker gibi bence;
Onsuz
yaşayamam ölümüm zaten, onsuz övünmem de ayıbım, ârım (Utancım)
benim.
Ah!
Aldatan
(Oyalayan, avutan) Ay’dan,
Yâr
(Dostsuz),
Yaver
(Yardımcı) olmayan,
Kalakalmış
(Hazır) bilgime danışmayan, kaydıma kalmayan (Şartlarıma uymayan) yıldızdan (Parlak kişiden).
Güzelim,
milin çevresinde döneceğim, yıldızlardan halvete (Yalnızlığa)
sığınacağım,
Fakat
nerde sabah şarabı içenlerin sabahı?
(Kendinden geçmiş kişilerin karanlıktan kurtulup aydınlığa kavuşması)
Nerde
hür kişilerin topluluğu?
Ey
sözler söyleyen, kocamış, usanmış kişilerin pehlivanıyla omuzdaş (Aynı amaçla ve birlikte hareket eden) ol, uy (İnancına, anlayışına, egemen olarak, bilerek, onlara uygun
davranışta bulun) onlara;
Çünkü
şu dilden, şu kıta’larımdan, şiirlerimden bezdim artık.
(Söz anlayışından söz olmayan anlayışa, kavrayışa, düşünceye
geç)
Tebrizli
Şems’ten başkasından bahsetme!
Yardımdan,
zaferden başka söz söyleme!
Aşktan gönül yanışından başka bir şeyden söz
açma!
Bil
ki bundan başka bir şeyi ikrar etmiyorum (Saklamadan
açıkça aşkı söylüyorum, saklamıyorum) ben.
Canımın
içinde hırsızlamacasına, gizlice akıp gitmedesin, tıpkı can gibi;
Ey
bağımın, bahçemin aydınlığı, sen
salına-salına yürüyen selvimsin (İnce, uzun, Tanrı
bilgisiyle dolu bilgilerle donanımlı olanımsın) benim.
Mademki
gidiyorsun, bensiz gitme a canımın canı, bedensiz gitme;
Ey
benim parıl-parıl parlayan ışığım, gözümden çıkma ayrılma.
Başı
dönmüş canıma dilbercesine bir bakarsan yedi göğü de yırtarım, yedi denizi de
aşarım.
Kucağıma
geldin de küfür de kulum, kölem (Allah’ı ve bir
olmasını kabul etmeyenlerin bile aşırı sevgiyle bağlanmalarına sebep)
oldu, iman (Güçlü inanca sahip olanlar) da.
Ey
seni görmek, bence din olan!
Ey
yüzü bana iman kesilen (Tanrı özelliklerini yüzünde
gösteren) güzel!
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Şems
Hazretlerinin ulaşılması güç biri olduğunu öğrendik.
2.
Şems Hazretlerine
ölüm korkusuzla halkın yaklaşamadığını, hâlbuki kötü yaşayışa son verip yeniden
hayat veren biri olduğunu öğrendik.
3.
Şems Hazretlerini
sevenin onsuz bir yaşamı yaşam saymadığını, sevincinin övüncünün, utancının
onunla birlikte güzel olacağını öğrendik.
4.
Doğuştan güzel
ışıklı kişilerin Hazreti Mevlana’nın bilgisine danışmamasından, şartlarına
uymamasından kaçanlar olduğunu, Hazretin böyle kişilerden saklandığını, dünyaya
bağımlı olmayan hür kişiler aradığını öğrendik.
5.
Tekrar eden söz
söylemekten hoşlanmayan susmuş ihtiyarlarla aynı amaçla hareket etmek
gerektiğini öğrendik.
6.
Söz anlayışından
daha ileri geçerek gönülden konuşmayı, anlaşmayı öğrenmemiz gerektiğini
öğrendik.
7.
Şems
Hazretlerinin her donanıma sahip olduğunu, sevilmeye ve saygı görmeye lâyık
olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Şems
Hazretlerini sevenin yanından ayrılmak istemediğini, güçlü bağlarla bağlı
olacağını, yakınlaştıkça sevdikçe vazgeçilmesi güç bir sevgili olacağını
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ