20 Aralık 2014 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1400 İNCİ BEYİT

1400-  Kişizadeysen (Soylu geçmişten geliyorsan) ne diye menfaat (Dolaylı bir biçimde elde edilecek kazanç) peşine düşmüşsün, menfaat peşine düşmek rezalettir (Toplum içinde ayıplanacak duruma düşersin), adamı rüsvây (Ayıplanacak duruma düşürür) eder, hele Huten (Çin’deki surlara yakın Türk bölgesinin) güzelinden bir şey umarsa (Beklerse, isterse) insan…..

Sevgilime yüzlerce can feda olsun, feda olsun o tacıma, sarığıma benim;
Onunla külhana girsem cennet bile kıskanır o külhanı (Hamamın suyunu ısıtmak için ateş yakılan yer).

O külhan (Küllerin olduğu yer) gül bahçesi kesilir, külü, tozu süsen (Güzel görünüşlü ve kokulu çiçek) olur, sevgilimin huyuna döner, öylesine bir hal alır ki söylememe imkân yok, vasfa (Onu başkalarından ayıran özelliklerine) sığmıyor ki.

Sevgilimin buyruğuna uyayım da susayım;
Ağzımı yumayım;
O ipin havasıyla ip gibi oynayıp durayım.

Hiç de bilmezdim, hiç aklıma gelmezdi ki Ay, bir şekle bürünsün de yeryüzüne gelsin (Şems Hazretlerinin dünyaya gelmesi);
Güzelliği, bütün Çin güzellerini ateşlere yaksın (Kıskançlıklarından yanıp kül olsun).

Akıllara gelir mi ki o erkek aslan, ormanlıklardan (Anlayışsız, kaba insanların içinden)  koşup gelsin de bütün âşıkları, şu çeşit kanlara gark etsin.

Gönle;
“A gönül!
Bir kere daha ciğerimin kanlarına bulandın” dedim.
“ Sus!
Bir kerecik gel de gör onun yüzünü” dedi

Yüzünden mi bahsedeyim, huyundan mı?
Alnına dökülen kâküllerini mi öveyim, saçlarını mı?
Sarhoş gözlerinden mi dem vurayım, yanağını mı, alnını mı söyleyeyim yoksa?

Hâsılı (Ortaya çıkan) tutkunum ona, o şarabın sarhoşuyum, onunla yıkılmışım yerlere;
Gece, seher çağına dek “Yarabbi!” Diyorum, “Yardımıma koşun ey Müslümanlar” diye feryat ediyorum.

Nerde kâğıt?
O güzelin yüzü gibi parlak, güneşe benzer bir resim yapayım da şu suyun, toprağın hanümanını (Evini barkını, ocağını) ateşe vereyim, yansın soyu-sopu (Yok olsun soyu ve hısımları).
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Soylu bir kişinin çıkar peşinde koşan bir yaşayışı rezillikle sona ereceğini öğrendik.
2.    Soylu kişinin aşk yolundan gitmesi ve iyi bir isim bırakması gerektiğini öğrendik.
3.    Sevgili ile beraber olunca bulunulan konum ve durumun cennetten bir farkı olmadığını öğrendik.
4.    Sevgiliye tamamen boyun eğip onun nazıyla ilgilenmemiz gerektiğini öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin güzel olduğu halde cesur ve yiğit bir er olduğunu, toplumun onu bozamadığını, kendi yaşamlarına uyduramadığını öğrendik. 
                              * 
İşte böyle yaren,
Sevgilinin yüzünü görmenin her şeyden öncelikli olduğunu, yüzünde aradığımız tüm güzellikleri görebileceğimizi öğrendik, anladık.
                                       *
RAVLİ


Popüler Yayınlar