12 Nisan 2022 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4610 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

4610. İnsan, yaratılış rahminden (Yaratılırken kazanmış olduğu vücut ve ruh özelliklerinin tümünün ortaya çıkması) iki kere doğar.,

Biz de dünya anasından doğduk ya;

İşte bu, ikinci doğuşumuz.


Sen daha ana rahmindesin (Gelişmeni, birleşmeni, içsel uyum sağlamanı, kendini korumanı, kendi geçlikliğini göremedin);

Bizi göremezsin.,

Nereye düştüğümüzü gören, anasından doğmuş olandır.


Ağlayıp bağırmak, yakınların dertlerine düşmek, hep bu rahmin (Merhametten oluşan) verdiği zahmetlerdir;

Bu zahmetlere uğrayan kişi ölmediğimizi, üstelik de yaratılıp doğmakta olduğumuzu ne bilecek?


Zindanda olan, dünya nedir, ne bilsin?

Hemedan (Her şeyi bilen), bu Bağdad'dan olduğumuzu bilir ancak.


Bizi ansan (Hatırlayıp adımızı söylesen) da gene bir hayale (Zihninde tasarladığın, canlandırdığın,ve gerçekleşmesini istediğin şeye) bakarsın;

Bir hayal görürsün sen..

Bizse ne hayaliz, ne şekiliz, ne de anılmaya zebunuz (Düşkün).


Fakat bizi ararsan neşeler-sevinçler yanında ara.,

Çünkü biz, sevinç dünyasının boşluk şehrinde yer-yurt edinmişiz, konaklamışız.


Neşe sanatını Tanrı'dan öğrenmişiz;

Bu sanata Tanrı düşürmüş bizi..

O görülmemiş afsunda (Sihirle) da Mesih (İsa peygamber) gibi ustayız (Gereği gibi öğrenmiş, kendi başına yapan) biz.


Ölmek (Can vermek) de bizim harcımız (yapabileceğimiz, ortaya koyacağımız iş), dirilmek (Canlı, yaşayan) de...

İkisi (Ölmek ve dirilmek) de güzel bir yurdumuz bizim;

Acemice (İşe alışmamış, işi beceremeyen gibi) korkmayız;

Hoşuz (Beğenilen, duyguları okşayan, zevk vereniz), ramolmuşuz (Boyun eğmiş, itaat edeniz).


"Aralarında merhametlilerdir” (Fetih suresi 29) ayeti geldi mi, suya benzeriz, "Küfür ehline karşı da çetindir onlar" dendi mi de demiriz.

Birden binedek (Bin sayısına kadar);

Hangi hayali yonarsan yon (İstediğin biçimi verisen ver), sayıya sığar;

Şunu bil ki biz, sayıdan- hesaptan dışarıyız.

                          ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                         ***

Neler öğrendik;

  1. İnsanın anne doğumu ile dünya yaşamına çıkınca birinci doğumu yaşadığını, ikinci doğumun da dünya yaşamından gelişerek, değişerek tekrar doğması olduğunu öğrendik.

  2. Allah dostlarını, aşıkları gelişmiş, içsel uyum sağlamamış, kendi gerçekliğini görememiş kişilerin görüp tanıyamayacağını öğrendik.

  3. Kişi bulunduğu yeri görmeye, tanımaya, değerlendirmeye başlayınca doğmuş olacağını, bunları yapamayanın ana rahminden çıkmamış, doğmamış olarak tanımlandığını öğrendik.

  4. Merhametin etkisini içte olan gelişmenin eseri olduğunu, ağlamanın, bağırmanın, yakınlarının dertlerine düşmenin, zahmet çekmenin merhameti gösterdiğini, merhamet varsa ölüm olmadığını, yaratıcılığın merhametle yaşadığını öğrendik.

  5. Kendini belirli bir alana sınırlandıranın gerçekleri bilemeyeceğini öğrendik.

  6. Kişi hayalinde canlandırdığının gerçekleşmesini istediğini, bu hayale bakıp durduğunu, Mevlana Hazretlerini hayal edenlerin aslını göremeyeceklerini,şeklin dışında olduğunu bilmeyeceklerini, kendi isminin söylenmesine muhtaç olmadığını bilemeyeceklerini öğrendik.

  7. Mevlana Hazretleri ile olan öğretide ve ilişkide neşeler ve sevinçlerin olduğunu, sevinç dünyasında kurulan bir yaşam alanı olduğu, neşe sanatını Allah’tan öğrendiklerini, Allah’ın bu dünyaya çektiğini usta yaptığını öğrendik.

  8. Değişimden, ölümden korkmayan Mevlevilerin hoşlukla ölüp dirildiklerini öğrendik.

  9. Allah aşıklarının kendi aralarında merhametli oldukları, inanmayanlar da çetin davrandıklarını öğrendik.

                          *

İşte böyle yaren;

Mevlana Hazretlerinin öğretisinde sayıların çokluğu veya azlığının hayal mesafesinde olduğunu, Mevlana Hazretlerinin bu sayıların dışında hesaba sığmayan işler yaptığını öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ


Popüler Yayınlar