(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
4360. Değil mi ki gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağında) mutfağında yemekler, tabak-tabak..
Peki, ne diye her aşağıhk kişinin mutfağına kase (Derin çanak) tutacakmışız (Birşeyler vermesi için beklentide olacağız)?
Başımızın kasesini (Aklımızı fikrimizi) şu şaraba (Tanrı şarabına) vakfettik (Bağışladık);
Böylece de Seriye, Şebliye, Zun-Nuna (Varlığını Allah’ta yok eden aşıklara) eşit olacağız biz.
A Tebriz’li Şems, dünyadaki zerrelerden (Çok küçük parçaçıklardan) daha artık (Daha fazla) olalım diye senin ışığına zerre kesildik-gitti.
Akıl der ki:
Ben onu dille kandırırım (İnandırırım, ikna ederim, aldatırım).
Aşk der ki:
Sen sus;
Ben onu, canla (Yaşama, hayat ile)-gönülle (Kalpte oluşan duyguların kaynağı ile) aldatırım (Ayartırım, oyalarım, yanıltırım).
Can, Gönüle (İstekle, inançla), yürü-git de beni de gülünç etme, kendine de güldürme der;
Ne var ki onun olmasında ben onu, o şeyle kandırayım ?
Gamlı (Üzüntülü) düşüncelere dalmış, kendinden geçmeyi arar, diler biri değil ki onu şarapla, koca sağrakla (Kadehle) aldatayım.
Bakış okunun yaya ihtiyacı yok ki oka benzeyen bakışını yayla kan-dırayım.
Dünyaya hapis olmamış, şu topraktan yaratılmış aleme bağlı değil ki onu altına, dünya saltanatıyla aldatayım.
O. görünüşte insan ama gerçekte bir melek;
Şehveti (Aşırı cinsel isteği) yok ki kadınlarla kandırabileyim.
Öylesine bir ev ki oradaki nakşı (İnce işlemeleri), bezentiye (Süslemeleri) görse, melek bile ürküp kaçar;
Peki ben onu hangi benzetiyle (Süslemelerle), hangi nakışla (İşlemelerle) aldatabilirim.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Mevlana Hazretlerinin gönlünün tok olduğunu, her aşağılık kişinin birşeyler vermesini beklemediğini öğrendik.
Mevlana Hazretleri kendisini Tanrı şarabına bağışladığını, kendini yok edip Allah’ta var olan Allah dostları ile eşit duruma geleceğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin dünyadaki ışığını almak için Mevlana Hazretleri kendini en ufak parçalara ayrılıp bu ışıkları topladığını öğrendik.
Mevlana Hazretleri aklı, aşkı, canı, gönülü ile Şems Hazretlerini yakınında tutmak istediğini öğrendik.
Mevlana Hazretleri üzüntülerine dalmış Şems Hazretlerini bakışıyla, Tanrı şarabı sunarak sarhoş ederek, kendinden geçirerek yanında tutmak istediğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin dünyaya bağlı olmadığını, şehvet sahibi olmadığını, Mevlana Hazretlerinin bu yolla da hazreti yanında kalmayı sağlayamadığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerini dünyaya ait değerlerle aldatılıp kandırılamayacağını, onun bulunduğu evin dünyada olmadığını, meleklerin bile hayret içinde kalacakları yer olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
