(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
4280. Süsen (Yaprakları kılıç biçiminde çiçekleri iri ve mor renkli görünüşlü ve kokulu çok yıllık bir süs bitkisi), onun lütfundan (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardım) dil buldu da onu övmeye başladı;
Selvi (İnce uzun, pramit biçiminde, çok koyu yeşil yapraklı ağaç) hürriyeti ondan elde etti;
Çünkü boyu-posu o bağışladı ona.
Bülbül onu över-durur;
O dil öğretti bülbüle;
Gül onun yüzünden elbisesini yırtar;
Çünkü yanağını o yalımlattı (Alevlendirdi) gülün.
Kimdir ki bu toprağa ümit tohumu ekmiştir de onun bahar keremi (Soyluluğunun, ululuğunun, büyüklüğünün, asaletinin gereği), bire yüz bağışlamamıştır ona?
Acı, tatlı meyvenin ham tamahı var (Olgunlaşmamış, doymayan iştahı) ama senin kerem güneşin, onu kızdırır, öldürür.
Güneş her akşam ona secde (Yere kapanarak saygısını gösterir) eder;
Ne ziyan görür bu secde yüzünden o padişahtan?
Ziyan görmek şöyle dursun, bedeni can olmuş-gitmiştir.
Her gece secdeler ederek gider;
Seher çağı ona öylesine bir yüz bağışlar ki gökyüzü hasedinden (Kıskançlığından) olur.
Kim, bu gök özlemini kökten çeker-çıkanrsa her vazgeçtiği özlem, mezarında bir huri (Cennet güzeli) olur, ona eş-dost kesilir.
Kim azgınlık (Çabuk öfkelenme, işe yaramayan, söz dinlemeyen, yasak olan şeyleri yapan) yoluna at koşturursa at çifteler atar ona;
Çiftelerinden perişan olur - gider.
Sen gazeli (Şarkı, türkü okumayı) yarım bırak da ezele dal (Başlangıcı belli olmayan zamana, öncesizliğe doğru yol al), şaşır-kal...
Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan tamamlasın, anlatsın onu.
Şeker gibi gülüşleriyle can bile alsa değer;
Büyücü bakışlerıyle imanı bile alıp götürse revadır (Yakışır, yerinde uygun).
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Tanrı aşkından süsen çiçeğinin bile Tanrıyı övmeye başladığını, selvinin düzgün bir şekilde boyunu gösterdiğini öğrendik.
Tanrı aşkından bülbülün dil sahibi olarak öttüğünü öğrendik.
Tanrı aşkından her tohumun topraktan çıkıp kendini gösterdiğini öğrendik.
Tanrı aşkından ağaçların acı tatlı meyveler verdiğini öğrendik.
Tanrı aşkından güneşin akşam yerlere kapanarak saygı gösterdiğini, sabahleyin seher çağı bağışlar aldığını, gökyüzünün kıskandığını öğrendik.
Tanrı önerilerine uyum sağlamayanın dışlanıp cezalandırılacağını öğrendik.
Bu zamana nereden nasıl geldiğimizi düşünerek başlangıca doğru gitmemiz, oluşum ve değişiklerin nasıl olduğunu, bunu yapan ve yaptıranı tanıyıp bilmemiz gerektiğini, farkına varmamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Bu güne kadar gelişimizi Şems Hazretlerinin bir gülüşünün bile bizi ezele götüreceğini, sırları göstereceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
