29 Mart 2022 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 4470 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


4470. O adsız-sansız (Bilinmeyen) inciyi (Şekli değişmeyen mücevheri) elde etmek için hepimiz de dalgıçlar gibi o adsız-sansız denize dalmış-gitmişiz.


İşret çağında şarap (Tanrı şarabı) kadehinden de daha neşeliyiz, daha çok neşe veririz.,

Savaş safındaysa hepimiz de sanki kılıçız.


Aşıklara göre bağlarla-bahçeleriz, yeşilliklerle dolu baharız.,

Her inkarcıya (Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklayana, gizleyene) karşı da hepimiz güze (Soğuk kişilere) benzeriz;

Donmuş-buz kesmişiz.


Tümden dil (Söz) kesilmişiz gibi bir zanna düşmeyesin diye gönlümün (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağının) yalımından (Alevinden) bir başka yalım (Alev) çakmada.


Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), tedbirlere düşmüşüz;

Şarap (Tanrı şarabı) sun bize.,

Çünkü senin aşk şarabından başka hiç bir şeyle kendimizden geçemiyoruz.


Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), biz Ülker burcundan (Parlak yıldız kümesinden) yeryüzüne düştük;

Kulağımızı, altı telli zevk sazının (Bağlamanın) nağmelerine verdik.


Hasta gönülün tanburla bir başka nağmesi var;

Yüz parça olmuş gönüllü (Kalbinde oluşan duygularının kaynağı dağılmış olanları) onun havasına verdik biz.


Meyhanedeyiz, bu yüzden sarhoşuz.,

Başka bir mahalle tanımıyoruz;

Bu mahallede doğduk.

Sakıy (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan), bütün bunlardan geç de şarap (Tanrı şarabı) sun bize;

Şu tek kişilerin arasındayız;

Hepimizi de bir kişi haline getir.


Herkesi boğ (Tamamıyla kapla, sar), şu sayılardan kurtar.,

Sayıların tadına düşmüşüz;

Başka bir tad ver bize.

                            ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                            ***

Neler öğrendik;

  1. Meşhur olmamış Allah yakını olan kişiyi, hak ve hakikati açıkça yüzümüze söyleyen, sırlar veren bu güzel mücevheri bulmak için derinlere dalmak gerektiğini öğrendik.

  2. Neşe zamanında sarhoşcasına neşelenmemiz, savaş zamanı da keskin kılıç gibi safın önünde parlamak gerektiğini öğrendik.

  3. Aşıklara göre Mevlevilerinin yeşillik ve güzellikle dolu olduğunu gördüğünü, yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklayan, gizleyeni sevmediklerini, ilişkiyi soğuk ve uzak tuttuklarını öğrendik.

  4. Mevlana Hazretleri sözlerini dinleyenin zanna düşmemesi, acabalar içinde boğuşmaması için açık, anlaşılır, yüze söylediğini, önce kızanın bile sonra kabul edip saygı gösterdiğini öğrendik.

  5. İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişiden Tanrı şarabı istememiz, kendimizden geçmemize yardımcı olmasını istemek gerektiğini öğrendik.

  6. Aşıkların parlak yıldızların olduğu yerden yeryüzüne düştüklerini sakiden Tanrı şarabı istediklerini, sazın nağmeleri arasında zevk almak istediklerini öğrendik.

  7. Kalbinde oluşan duyguları karma karışık, dağılmış olanları Tanrı şarabı ve müzikle bir araya getirip duygu kaynağında birliğin sağladığını öğrendik.

  8. Tekkede çok kişi gözükse de Tanrı şarabının sarhoşluğuyla tek kişi olduklarını öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişinin Tanrı şarabı sunarak kişileri sayı çokluğunun önemsenmesinden kurtarmasını, sayıların arkasından gitmemek gerektiğini öğreterek yaşamdan başka bir tat almasını öğretmesini istemek gerektiğini öğrendik, anladık.

                         *

RAVLİ

Popüler Yayınlar