(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
4270. Gece zencisine kılıç vuran (Karanlıkları yok eden, aydınlatan) padişah, güneş, onun varlığı-dirliği uğrunda kalkanını yerlere atarsa da değer.
Utarid (Merkür yıldızı), onun değirmisinin (Yuvarlağının), onun güzellik noktasının çevresinde, pergel gibi başı yerde döner-durursa değer.
(Utarit yıldızı tesirinde olanlar edep, düşünce, anlayış, idrak, akıl ve güzel konuşma, açık konuşma, yazı ve hesapta ustalık, isabet, zekâ ve dikkat, merhamet ve incelik, hüner ve sanat, hile ve hain bulunmuştur.
Bu yıldızın sansı nerelere düşmüşse orada o vasıflar görülmüştür.)
Meleklerin bile mahrem (Sırlarını bilecek kadar yakın) olamadıkları o güzellik, insanlara meyletmezse (Gönül vermezse), insanları özlemezse yeridir.
Meleklerin işleri-güçleri üst olmuş ama, onlara o yüceliği verse de yeridir, vermese de.
Bu çeşit sayıp döküyordum da felekten duydum;
Diyordu ki :
Geç bunları;
Bir başka şeye de değer o.
Gönlüm hali, iyiliği-kötülüğü padişaha gizli değildir.
Nefis (İstekler) baş çekerse (İsyan ederse) kulağım tutar da sürüye-sürüye çeker onu.
Can da, gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) de, gönlün aslı (Özü) da onun bir lütfudur (Büyüklüğünün gereği yardım ve iyiliğidir);
Cana (Yaşama, hayata güç, dirilik), gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) can vermese kim yardım edebilir cana, gönüle?
Gönül, onun derdinden ne zevklere dalmıştır, ne hoşluklar elde etmiştir.
O keremi (Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet), o sayısız bağışını hiç sayıp dökmeye kalkma.
Tanrı aşkının gamı, hangi kervanın yolunu vurduysa o kervan, iki (Madde ve mana) dünyanın kârını (Kazancını) öylesine elde etmiştir ki dile gelmez, söze sığmaz.
Onun ölümsüz yaşayış gerdanlığıyla yüceldiğim gündenberi ölüm Meleği (Azrail), gönlümden ümit kesti.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Şems Hazretlerinin ışığının kişinin iç dünyasındaki karanlık ne kadar nokta varsa aydınlatıp görünür hale getirdiğini, kişinin buna göre kendini temizlediğini, her sabah doğan, akşam batan güneşin Şems Hazretlerinin bu işini yapamadığı için savaşı bırakıp teslim olmasının normal olduğunu öğrendik.
Doğuştan şanslı olanlardan farklı olarak Mevlana Hazretlerinin ve dostlarının lütuf ve kerem sıfatlı olan Tanrı sayesinde bilgin olduğunu öğrendik.
İnsanların aşka gönül vererek özlemeleriyle Allah ile yakınlaştıklarını, bu âlemin sırlarını meleklerin bile bilmediğini öğrendik.
Meleklere değer veren veya vermeyenin Tanrı olduğunu, bunun insan yaşamında öneminin olmadığını, üzerinde durulmaması gerektiğini öğrendik.
Kalpte oluşan duygularımızın kaynağında oluşan hallerin Allah dostlarından gizli olmadığını, yanlışa gideni tutup yanlıştan çıkararak doğru yola, doğru davranışlara yönlendirdiğini öğrendik.
Canın da gönlümüzün de Allah’ın iyiliği ve yardımıyla düzene girdiğini, sayısız bağışlarda bulunduğunu, zevkler ve hoşluklar içine soktuğunu öğrendik.
Allah aşkı üzüntüsünün bile madde ve mana dünyasında anlatılamayacak kadar çok olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri Allah’ın yaşayış sırlarına yakınlaşıp yüceldiği günden beri Azrailin gönlünü alamayacağını anladığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
