(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
4230. Gelen derdin çoğu, boğazdan gelir çünkü.
Adam, mayalanmamış somunun ardından yanmış ekmek yedim dedi.
Hekim (İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse, doktor), Sunkur dedi, o kadri yüce (Değeri büyük) sürmeyi (Kirpik diplerine sürülen siyah boya) getir bana.
Adam, hadi be ulu kişi dedi, karın ağrısıyla sürmenin ne münasebeti var?
Hekim, gözün, her yanmış şeyi görseydi dedi, yanmış (Bozulmuş, kömür durumuna gelmiş) ekmek yemezdin a yarı kör (Olguları sevme ve kavrama yetisi, dikkatli olmayan).
Sen de gözünün karaltısı (Karanlık sebebiyle ne olduğunu seçilemeyen, belli belirsiz, koyu renkli biçim) yüzünden yoğu var sandın;
Gözün, padişahın (Şems Hazretlerinin ve Mevlana Hazretlerinin) kapısının toprağıyla iyileşir, aydınlaşır.
Hele ey gönüllerin hallerini anlatan, gazeli sen aç, sen anlat ben anlatırsam beyin (Saygı duyduğum kişinin) gönlü (Kalbinde oluşan duygularının kaynağı) gene incinir (Üzüntü duyar, gücenir, kırılır).
Seher çağı (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı) başını eğ de pazar başından bir bak.
Bir tabla (Satıcının kullandığı tahtadan tepsi) dolusu beden getirmişim;
Gör de seyret.
Mahallenin başında, tablamın üstünde omuzlar, saçlar, nefis yağlar var;
Bir bak da satın al.
Gamın (Görememekten oluşan üzüntüm), gecem-geceliğim;
Melhemin yağım (İlacım)...
Tarağım da o fitnelerle (Karışıklık, kargaşa), şerlerle (Kötülüklerle, fenalıklarla) dolu saçların.
Ayrılığından oldum;
Hayalin otum-yiyeceğim oldu benim;
Çünkü gönlümde, öküz açlığıyla dolu bir karın peydahlandı.
Ne biçim bir insanım, bilmiyorum;
Yalnız şekerini pek özledim (Görmeyi, kavuşmayı çok istemek ihtiyaç oldu) a şekerinin zevkiyle (Hoş ve çekici düşüüncesinden doğan hoş duygu) sineklerin bile şeker kesildiği güzel.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Üzüntünün, hastalığın, ağrının, sorunları büyütmenin, kaygıları çoğaltmanın sebebinin mideye ihtiyaç fazlası yiyecek ve içecek göndererek vücudu yorma olduğunu, öğrendik.
Mayasız ve yanık ekmek yemememiz gerektiğini öğrendik.
Doğru iyi görüş sahibi olmayanın kendini bilinçsizce hastalandıracağını ve hastalıklarının birbirini takip eden hastalığın asıl kaynağınından kurtulmak için; dikkatli olarak bakmayı, baktığını, öğrendiğini doğru ve uygun değerlendirmesi gerektiğini öğrendik.
Ansal körlüğün gerçeklerle yüz yüze gelmeye gösterilen direnç olduğunu, bu varsa kişide karaltılarla uğraşacağını, yok olanı var sayarak yaşamını yanlışa sürükleyeceğini, bu yanlışlığı ile yüzleşip düzeltme yerine herkesin bu karaltı görüşüne inanmaları ile baskı yapacağını, inanmayanları kendine düşman var sayacağını öğrendik.
Okul, aile, çevre ile doğru, etkili görüş sahibi olamadıysak Mevlana Hazretlerinin, Şems Hazretlerinin veya Allah dostlarının görüşlerini alarak, öğrenerek ölçü oluşturmamız, beynimizi ve kalbimizde oluşan duygularımızı bunların ölçü ve verileriyle ayarlamamız gerektiğini öğrendik.
Mevlana Hazretleri aradığımız, ihtiyaç duyduğumuz her ne ise kendi tezgahında sattığını, satın almamız gerektiğini öğrendik.
MevlanaHaretlerinin Şems Hazretlerini çok öğlediğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerini her çeşit insanın seveceği, aşık olacağı, tat ve tatlılık elde edeceği büyüğümüz olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
