21 Mayıs 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1850 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Can olmayı anlatıyor)

1850. İlkbahar mevsimine (Ağaçlarda açan yapraklara ve çiçeklere) bak., 
Güz (Sonbahar), zulümle (Zor alımla) bağdan-bahçeden ne müsaderede (Zor alımda) bulunduysa hepsini de geri verir bağa-bahçeye.

Zaman, Ay'dan ne müsadere etmişse (Zorla alınmışsa) güneşin bağışına bak hele, hepsini tekrar Ay'a verir, bağışlar.
Gece, gözü de müsadere eder, aklı da, fikri de; 
***Fakat seher çağı (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı) bağırır: 
Gelin, ne musadere edilmişse (Zorla alınmışsa) geri alın.

Gece, gizlice güneşi musadere etmişti ama seher ışıkları döküldü. Zenciler, karaltılar kaçıp-gitti.

Yüzsuyunu (Onuru, haysiyeti) dökmemek için Ab-ı hayatı (Ölümsüzlük veren suyu) dökmüş-gitmişsin; 
Şekeri-balı dökmüşsün de ağzına zehir almışsın.

Böylece sarhoş olmuşsun, yıkılmışsın, yerle göğü ayırt edemez olmuşsun; 
Çirkefli (Pis ve bulanık) su için Fırat suyunu yerlere döküp saçmışsın.

Değmez., 
Eşekler gibi samana, arpaya gitme; 
Yoksullara bir bak, onlara bile sadaka olarak altınlar saçılmış.
Can (Mevlevi ile kardeş) ol; 

Yön arama (Yönsüz ol).. 
Zat (Kişilikli) ol, sıfattan (Görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliğinden) söz açma... 
O hiç bir yanda olmayan padişaha bak; 
Bütün yanları dökmüş-atmış.

Ah, yazıklar olsun; 
Özün, deri yoluna at sürmüş (Tenine önem veren olmuşsun); 
İçin, dışa yönelmiş. 

Vah, yazıklar olsun, şahın (Santrançtaki şah), mat olma gamına (Oyun dışı kalma, yenilme üzüntüsüne) düşmüş.

Gönül padişahı, mat olma gamıyla (Oyun dışı kalma, yenilme üzüntüsüyle) evden eve gidiyor, piyadelerin (Piyonların) kurtuluş için betleri-benizleri (Yüz rengi) solmuş.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Allah verdiğini bir müddet geri alsa da geri verdiğini dünya yaşam döngüsünden izleyerek inancımızı güçlendirmemiz gerektiğini öğrendik.

Onurumuzu, öz saygımızı korumamız gerektiğini öğrendik.
Yapısında pislik olan veya pislenmiş olandan, açık seçik görünmeyenden, net olmayandan, donuk, anlamsız olandan uzak durarak ölümsüzlük sağlayan suyumuzu temiz tutmamız gerektiğini öğrendik.

Ağzımıza şeker bal gibi tatlı ve fayda veren sözleri almamız, büyük üzüntü verecek, acı, keder, sıkıntı verecek sözleri ağzımıza almamamız gerektiğini öğrendik.

Yeme içme derdi en büyük uğraşımız olmaması gerektiğini, rızkımızın gelmemesinden korku ve endişe duymamamız, rızkımızın bir şekilde ulaşacağını öğrendik.

Mevlevilerle kardeş olmak gerektiğini öğrendik.

Yönsüz olamanın önemini anlamak ve kavramak için uğraşı vermemiz gerektiğini öğrendik.

Kişisel özelliklerimizden söz etmemek, belirgin özelliklere sahip olmamız gerektiğini öğrendik.

Görünmeyen fakat etkisiyle varlığını gösteren padişahı tanımamız gerektiğini öğrendik.

Özümüzü canımıza, kalbimize, gönlümüze önem vermemiz, tenimizle çok uğraşının yanlış olduğunu öğrendik. 

Büyüklerimiz bizim santrançta piyade (Piyon) olduğumuzu bilerek ileri sürüp son karede şah yapmak için uğraştıklarını bilmemiz, bu oyunun farkında olmamız, bu oyunla gelişmemiz, olgunluk kazanıp olgunlaşmamız gerektiğini öğrendik, anladık. 
                             *
İşte böyle yaren;
İçimizin kendi derinliklerine, gizemlerine, etki ve faydalarına doğru gitmemizin doğru ve beğenilen düşünüş-davranış olacağını, dışa yönelmenin getireceği olumsuzlukların zararlarından farkında olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ

Popüler Yayınlar