15 Mayıs 2021 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1790 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

1790. Dehri'nin (Dirilmeyi ve ahiret hayatını inkar eden dehriler (Metaryalistler) ölümü "Dehr" denen sürekli zamana veya tabiata bağlayarak, onun dışında ve üstünde hakiki müessiri, Allah'ı tanımadıklarını ifade ederler. Bunlara göre ölümü, gece ve gündüz, yani zaman hazırlar. Ruhları alan bir ölüm meleği yoktur. Bütün olaylar zamana dayandırılır. Ama onlar bu inancı zandan başka hiçbir delile sahip değiller. (Casiye suresi 24) bahtı (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimini anlama ve kavrama yeteneği) yok da onun için ölümden sonra dirilmeyi inkar (Kabul etmez, tanımazlık) eder.

Yoksa senin ölümsüzlüğün ona da bir ölümsüzlük bağışlardı.
Cansızlarla, bitip boy atan, üreyen bitkilerle dolu bir samanlığa benzeyen, dünya senin kehribarın (Hafif cisimleri kendine çeken) olmasaydı yokluktan (Her şeyin tasarlanıp zihinde şekillendiği yerden) nasıl gelir, belirirdi?

Hay-hay (İsteyerek, seve-seve, elbette) diye birbiri ardınca çağırman olmasaydı toprağın gönlünde hay-huy olur muydu hiç?
Kendiliğinden bir lütuftur (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, ve yardım) gelir-çatar (Vakti gelince, kaçınılmaz bir biçimde karışır) hani, kimdir çeken onu? 

A gönül, o kendiliğinden geliş de senin Rabb'inin bir lütfudur (İyiliği, yardımı).

Zerre (Çok küçük parçacık), zerreye der ki: 
Ne vaktedek havada uçup duracağız? 
Zati (Kendisiyle ilgili, kendisine ait) hava da, zerre de senin güzelim havanın elinde.

Hava, günün başlangıcından geceyedek yüzlerce şekle girer; 
Her şekilde senin için çark urur (Etrafında döner), oynar-durur.

Havanın oyununu görmüyorsun ama ağaçların oyunlarına (Görünmeyen etkinin görünür sonuçlarına) bak ; 
Yahut da canın, Tanrı’nın önünde-ardında oynayışını seyret.

Yeter, sus artık da her biri kendi sözüne dalsın; 
Bütün huylar, senin dileğine aşık olamaz ya.

A her belaya (İçinden çıkılması güç, sakıncalı durumda) aman olan   (Yardım eden), hepimiz de amanındayız (Senin yardımını beklemedeyiz) senin. 

Herkesin, her şeyin cam, canının lütfuyla hoştur, güzeldir.
Bütün dünyanın padişahı sensin; 
Herkesin özü (İçine saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olanı), temeli (En önemli, belli başlı, ana, esas, asıl, baz alınan) sensin... 
Mademki bizimsin sen; 
Sana mensup olanlardan bir gamımız (Üzüntümüz) yok bizim. 
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Yaşamı boyunca yaptıklarının hesabını veremeyecekler, kendilerince ölünce kurtulacaklarını sandıklarını, bu yüzden inanlarla tartışıp hesap gününü hatırlatılmasın diye, korkmamak için  Allah’a inanmıyorum dediklerini öğrendik.

Öldükten sonra dirilmeyi inanmayanlara ölümsüzlüğün bağışlanmayacağını öğrendik.

Sevginin, inancın mıknatısın demiri çektiği gibi görünmeyen âlemin inançlı kişiyi kendine çektiğini öğrendik.

Allah’tan hiç ummadığımız bağışlar, iyilikler geldiğini, gönlümüzün anlayıp şükredeceğini öğrendik.

Havanın görünmediğini ancak etkilerinden anladığımız gibi Allah’ın ve Allah dostlarının etkileri ile olanların farkında olmamız gerektiğini öğrendik.

Şems Hazretlerinin huyuna çok özel kişilerin aşık olabileceğini öğrendik.

Şems Hazretlerinin yardımını Mevlana Hazretlerinin beklediğini, bizim de her ikisinden beklememiz gerektiğini öğrendik.
                             *
İşte böyle yaren;
Bütün dünyanın padişahı Şems Hazretleri olduğunu, herkesin özünü temeli olduğunu, kendisine sevgiyle bağlanmış, sevgi, dostluğunu devam ettirenlerin sıkıntılarının olmayacağını öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ


Popüler Yayınlar