19 Mayıs 2021 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1830 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

1830. Beden, candan gebe kalmıştır; 
Doğum ağrısı da bedenin çektiği ağrıdır sızıdır..
Genede gebe olan derdin (Üzüntünün), mihnetin (Sıkıntının) gelip çatmasıysa çocuğun doğmasıdır.

Şarabın acılığına bakma, sarhoşların işretini seyret, zevkine dal. Gebenin çektiği ağrıyı görme, ebenin ümidine bak.

Bu mihnet (Sıkıntı) beladürdür (Bela savmak için verilen sadakadır); 
Önce beladır ama sonradan bir inci kesilir., 
Soruya çekilmenin başında zor vardır; 
Ardından yüzleştirme gelir.

Değirmen gibi dönüp duran dokuz gök, yeryüzü, yeryüzünün çobanla sürüyle dopdolu yaylım yerleri, Tanrı'dan başka kimin mülkü?

Oğul, borç vereceksen o kişiye ver ki öz de ondandır, soluk da, altın da ondan gelir, gümüş de... 
Farzları, sünnetleri yerine getir de karşılığında defineler al ondan,
mücevherler al.

Söz söyleyiş, dudağını açtı, bunu anlatmak istiyor: 
Altın madeni odur, peşin para o; 
Halkın düşüncesiyse ancak rivayetçi (Bir olay, bir haber veya sözü nakletmektir).

Sevgili geldi, elinde de meş'ale gibi bir şarap kadehi var.. 
Gel, bana eş-dost ol dedi;
Hele dur dedim, geldim-gitti.

Bir şarap kadehi ki parlaklığı, Müşteri'nin bile (Jüpiter’in-Dil ve ilim.Yavaşlık ve yumuşaklıkla ve utanarak, cömertlik ve alçak gönüllülükle, akıl ve iffet, güzel ve manalı konuşma hususunda yoğun çalışma ve gayreti olarak) canını alır; 

Kokusundan, göğün yücesinde Sünbüle burcu (Başak) burcunun yüzünden samanlarla (Zenginlikle, rahatlıkla, dinçlikle, düzenle)  bile çark urur (Kendi etrafında döner), oyuna koyulur.

Dağ, onun yüzünden hafifleşir; 
Beyin, onun yüzünden ağırlaşır... 
Can, testisini taşıma ödevini üstüne almış; 
Akı, emzikli sürahiyi kırmış-gitmiş.

Temiz de değil, pis de değil; 
İki dünyada da görünmüyor... 
Kilidi açmada, fakat anahtar yok; 
Binlerce zincir dökülüp saçılmış.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN  
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
Vücudumuz yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık olan can ile içte birleşip sıkıntılarla, üzüntülerle gelişerek yeni bir varlığın oluşmasına ve kendini göstermesini sağladığını öğrendik.

Şarap içerken ağza acılık ve burukluk verdiğini, fakat sonra zevk verdiğini, doğuran kadının sıkıntı çektiği ağrıyı önemsemek yerine yeni doğanı ümitle beklemek gerektiğini öğrendik.

Sıkıntı çekmenin belayı baştan savmak için verilen sadaka gibi çok değerli olduğunu öğrendik.

Sorguya çekmenin sıkıntı verdiğini ancak farkına varmayı, iyice anlamayı sağladığını öğrendik.

Yeryüzünün ve gökyüzünün mülkünün Allah’a ait olduğunu öğrendik.

Mevlana Hazretleri özü soluğu değerli olana borç vermemiz, karşılığında Allah’tan karşılığını almamız gerektiğini öğrendik.

Allah’ın ve Allah dostlarının sözlerinin peşin verilen değer olduğunu öğrendik.

Halkın düşüncesi sözü veya olayı haber olarak dolaştırmaktan öteye geçmeyeceğini öğrendik.

Şems Hazretlerinin elinde Tanrı şarabıyla Mevlana Hazretlerinin yanına geldiğini kendisine eş dost olmasını istediğini, hemen olur cevabı vermediğini öğrendik.

Tanrı şarabının çok büyük etkilerinin olduğunu öğrendik.  
                             *
İşte böyle yaren;
Tanrı şarabının temiz de olmadığını, pis de olmadığını, madde ve mana âleminde gözükmediğini, kilidi anahtarsız açtığını, binlerce bunu görenin hayretinden binlerce insanı esir eden zincirlerin parçalandığını öğrendik, anladık.
                            *
RAVLİ

Popüler Yayınlar