(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3400. Onun ışığıyla da
kanatlarını yakar-yandırırsın;
Işığındaki tatlılık, seni senden
alır.
Feryattan o güneşin değirmisi (Yuvarlağı) yarılır-gider;
Zaten gül, gül verir, diken ağacı
diken.
Bunun ötesini anlatmada dil
acizdir;
Dilin işi gücü, görüneni
anlatmaktır zaten.
Hâlbuki görünen şekil, gül
yaprağına benzer;
Su gibi eriyip gidiverir.
Sarhoşluk, mahmurluk istiyorsan,
o güllerin eridiği kıyada.
Boyuna Tebrizli
Şemseddin'in adını söyle de onun yüzünden bu işleri başar.
Şu gönül, içinde bir bahardır
gördü;
Seher çağında, görülmemiş bir
çayırlık, çimenliktir seyretti.
Öylesine bir çayırlık ki âşıksın canına rahat huzur konağı da orda, dilsiz, kolsuz öpüşüp kucaklama da orda.
Firdevs cenneti bile o gül
bahçesinin kulu kölesi;
Cennet, onun yeşilliğini görünce
utana kalmış.
Her yanda bir neşe, bir sema (Mevlevi raksı) meclisi (Kurulmuş);
Her ağacın altında bir eşsiz güzel.
Kâfur (Beyaz,
yarı saydam) gibi ak-pak olmuş bir ihtiyar gelse gül yanaklı, misk saçlı
olur.
Can, aslan gibi zincirlerini
kırdı da deli-divane kesildi, çıldırmışçasına o yana kaçtı.
Bakayım nereye gitti can dedim de
peşine takıldım;
O gidişte bana bir iş açıldı.
Gönül çekici eşsiz konuklar
gördüm;
Fakat canın izini tozunu bile
göremedim.
Sırrıma söyle de geri gelsin;
Yook, gelmeyecekse bari sen gel.
Oradan armağan olarak bir şeyler
getir de bedenimi de tutayım, oraya götürüp dikeyim.
O Ay kimdir?
Efendiler efendisi Şemseddin;
Tanrı huylu, eşsiz, örneksiz,
ünlü er.
Beni, can âleminin bir eşsiz
güzeli tuttu da, bir kucakladı, bir kucakladı, bir kucakladı ki.
Dar yolda öylesine bir sataştı,
öylesine bir sataştı, öylesine bir sataştı ki bana.
Onun aşk ateşlerinden, candan bir
dumandır tuttu, bir dumandır tuttu, bir dumandır tuttu.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Şems Hazretlerinin
ışığını alanın, sevdiğinin yanında ne yapacağını bilemez hale geleceği, kendi
kişiliğini ve tercihlerini unutacağı tatlılık içinde şanslı bir zaman içine
gireceğimizi öğrendik.
2.
Yapası gül olanın
gül, diken olanın diken, meyve olanın meyve vereceğini, dilin bunu anlattığını
öğrendik.
3.
Görünen şekillere
takılıp kalmamak gerektiğini, bir zaman sonra eriyip gideceğini öğrendik.
4.
Yaşamda mutluluk
duymak, hoşa giden etki ile zevk almak isteyenin şeklin eriyip gittiği kıyıda
olması gerektiğini öğrendik.
5.
Sırların, mananın
maddenin bağlamasından kurtulduğu zaman görünür olabileceğini öğrendik.
6.
Şems
Hazretlerinin ismini söyleyerek onun aşk öğretisini alanın mana ve sırları
görebilecek, anlayabilecek, yaşayabilecek duruma gelebileceğini Mevlana
Hazretlerinin işaret etmesi ile öğrendik.
7.
Şems
Hazretlerinin aşıkları çektiği, yaşattığı yerin cennetlerin bile hayran olduğu
yer-yurt olduğunu öğrendik.
8.
Şems
Hazretlerinin ismini anın, sevip bağlananın ihtiyar bile olsa gençleşeceğini
öğrendik.
9.
Mevlana Hazretleri
çok çekici ve eşsiz makamlar gördüğünü, fakat canının istediğini bulamadığını
öğrendik.
10.
Mevlana
Hazretleri efendiler efendisi Şems Hazretlerini bulunca, Şems Hazretlerinin
Mevlana Hazretlerini kucakladığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin Tanrı huylu, eşi-örneği olmayan
tanınmış, şöhretli, işini iyi bilen, yetenekli, yiğit erkek olduğunu Mevlana
Hazretlerinin öğretmesi ile öğrendik, anladık.
*
RAVLİ