(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
3310. Varlığımın bir arışı (Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü), bir
argacı (Atkıyı-Omuzlara, başa, sırta boyna alına örtü)
kalmayıncaya kadar girişti canım, aşkım örü (Örgü)
dokumaya.
Nar gibi yüz, yolda perde
oluyorsa gül gibi tezce bir ateş salayım-gitsin ona.
Ölümlü gül bahçesine aldanma;
Bir gün olar, se-carla (Üçle-dörtle) yutulur, kokar-gider.
Sen, Tanrı'nın âşık olduğu
güzelliği gör;
Böylesine bir cana can ver.
Efendiler efendisi Tebrizli
Şemseddin;
Tanrı bile onunla övünmededir.
A benim canım, ona kavuşmadıktan
sonra ne işle, ne güçle oyalanmadasın;
Ona kavuşmak elinde değil;
Peki, ne var elinde senin?
Bütün lafın ağlıyorum-inliyorum-dan
ibaret;
Fakat onun katında ağlayıp
topraklara döşenmenin hiçbir değeri yok.
Taş bile, seni görse kimin
vuslatından (Sevgiliyle buluşmadan) ayrıldın
diye ağlar haline senin.
Onunla beraberken, ona mağara
dostuyken öylesine ululanırdın, baş çekerdin ki.
Vuslatıyla göklere bile övünürdün;
Ayrılığıyla toprağa bile utançsın
şimdi sen.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Allah dostunu
bulup aşkla bağlanıp, dostluğu devam ettirerek candan bir şey kalmayıncaya
kadar aşkın gereklerini yapmak gerektiğini öğrendik.
2.
Kendimizin gerçek
kabul ettiğini yok edip Allah dostunun gerçeklerini öğrenmeye ve anlamaya
çalışmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Allah’ın âşık
olduğu güzele âşık olmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Allah yarattığı
güzel ile övündüğünü, bunlardan birinin de Şems Hazretleri olduğunu öğrendik.
5.
Allah’ın âşık
olduğu dostunun yüzünü görmekle, göz göze gelmekle sayısız kazanımlar elde
edeceğimizi, bunu başkalarının göremeyeceğini öğrendik.
6.
Mevlana
Hazretleri Allah’ın güzel yarattım diye övündüğü Şems Hazretlerine âşık
olduğunu, onun ayrılığından çok üzüldüğünü öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri Şems Hazretleri ile birbirlerini
ölümüne dost olarak kabul ettiklerini, Şems Hazretlerinin habersiz ayrılığına
çok kızdığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ