(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
3380. Ne de durgun görünüyorsun
görünüşte;
Fakat perdenin ardında hiç de kararın
yok (Ne yapacağın belli değil).
Elbisen derenin kıyısında, sense
suya dalmışsın;
bu dalıştan sonra nasıl baş çıkaracaksın
sudan acaba?
Bu işin eri, bulunduğun yerde
seninle beraber;
Fakat çaresini söylerse utanırsın.
Dal, nasıl oynarsa oynasın, değil
mi ki oynuyor, bahar yeli esiyor demektir.
A dal, şu yelle o yana-bu yana
oynayıp durma kaçma bu yelden (Rüzgârdan):
bilmiyor musun ki bu yeldendir sana yardım?
Yüzlerce çeşit avutup, oyalayıp
işini düzmede, koşmadadır bu yel; fakat sen hiç de hakkını gözetmiyorsun onun.
Sözün sonu şu:
Her dileğini ondan elde
edersin
sen;
Hem sarhoşluk veren
odur
sana, hem ayıklık veren o.
Sor bakalım, kimdir o:
Tebrizli Şemseddin'dir o;
Bil-öğren de onun aşkından başka
bir şeyle başını kaşımaya kalkışma.
A gönül, ateş deryasına at sürme;
Çünkü korkuyorum, dayanamazsın
ateşe.
Varlığın kamıştandır sesindir,
var;
Her solukta yepyeni bir sestir,
çıkarıyorsun.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin bir resim gibi durduğunu, ne yapacağının belli olmadığını
öğrendik.
2.
Allah’ın
rahmetine dalıştan sonra çıkışta kendimizi hesaba çekeceğimizi, önceden doğru
ve uygun olarak yaptıklarımızı aslında utanç veren işler olduğunu anlayıp
tekrar rahmete dalacağımızı öğrendik.
3.
Nasıl geçmişte
yaptığımız, üzerimizde taşıdığımız günah ve pisliklerden nasıl
temizleneceğimizi Şems Hazretlerinden öğrenmemiz gerektiğini öğrendik.
4.
Dileğimizi Şems
Hazretlerinden elde edebileceğimizi, manevi sarhoşluğu verenin de kendisi
olduğunu görüp anlayacağımızı öğrendik.
5.
Şems Hazretlerine
aşık olmakla kazanımlarımızın çok olacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aşkın ateşine her gönlün dayanamayacağını,
korkacağını, ancak aşkın sadece sözle değil kamıştan, telden, deriden
seslendiğini de duyarak inanacağımızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ