16 Eylül 2020 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 3380 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

3380. Ne de durgun görünüyorsun görünüşte;
Fakat perdenin ardında hiç de kararın yok (Ne yapacağın belli değil).

Elbisen derenin kıyısında, sense suya dalmışsın;
bu dalıştan sonra nasıl baş çıkaracaksın sudan acaba?

Bu işin eri, bulunduğun yerde seninle beraber;
Fakat çaresini söylerse utanırsın.

Dal, nasıl oynarsa oynasın, değil mi ki oynuyor, bahar yeli esiyor demektir.

A dal, şu yelle o yana-bu yana oynayıp durma kaçma bu yelden (Rüzgârdan): bilmiyor musun ki bu yeldendir sana yardım?

Yüzlerce çeşit avutup, oyalayıp işini düzmede, koşmadadır bu yel; fakat sen hiç de hakkını gözetmiyorsun onun.

Sözün sonu şu:
Her dileğini ondan elde edersin sen;
Hem sarhoşluk veren odur sana, hem ayıklık veren o.

Sor bakalım, kimdir o:
Tebrizli Şemseddin'dir o;
Bil-öğren de onun aşkından başka bir şeyle başını kaşımaya kalkışma.

A gönül, ateş deryasına at sürme;
Çünkü korkuyorum, dayanamazsın ateşe.

Varlığın kamıştandır sesindir, var;
Her solukta yepyeni bir sestir, çıkarıyorsun.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***                   
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin bir resim gibi durduğunu, ne yapacağının belli olmadığını öğrendik.
2.    Allah’ın rahmetine dalıştan sonra çıkışta kendimizi hesaba çekeceğimizi, önceden doğru ve uygun olarak yaptıklarımızı aslında utanç veren işler olduğunu anlayıp tekrar rahmete dalacağımızı öğrendik.
3.    Nasıl geçmişte yaptığımız, üzerimizde taşıdığımız günah ve pisliklerden nasıl temizleneceğimizi Şems Hazretlerinden öğrenmemiz gerektiğini öğrendik.
4.    Dileğimizi Şems Hazretlerinden elde edebileceğimizi, manevi sarhoşluğu verenin de kendisi olduğunu görüp anlayacağımızı öğrendik.
5.    Şems Hazretlerine aşık olmakla kazanımlarımızın çok olacağını öğrendik.  
         *
İşte böyle yaren;
Aşkın ateşine her gönlün dayanamayacağını, korkacağını, ancak aşkın sadece sözle değil kamıştan, telden, deriden seslendiğini de duyarak inanacağımızı öğrendik, anladık.
                   *
RAV

Popüler Yayınlar