(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
3390. Seslendin mi bir şehri
ayağa kaldırırsın:
Fakat kamışlığının (İçi boş, ahmak insanların) ateşe tahammülü yok.
A kardeş, yalım-yalım (Alev-alev) yanıyorsun;
Şehir içinde oturma sen.
Rızık (Yiyecek,
içecek), nasıl rızık yiyene meylederse (İhtiyacı
olana yönelirse) kamış da ateşe meyleder ama.
Gerçekte ateş, ağlaya-inleye
kendisine rızık ister de kamışın o meyli (Arayışı,
yönelişi) ondandır (İçini doldurmak isteğinden),
ateşin yalvarışındandır o.
Kamış sana ne derse yapma;
Padişahtan aksini (Zıddını) yap onun.
Aksini yaptın mı gizlenir kamış;
Kamış kaybolunca da bir başka baş
kaşırsın.
Öyle bir varlık belirir sana
ansızın ki elde ettiğin şey, ne kamışta vardır, ne şekerde.
Bir latif, bir cana canlar katan
nurdur o ki ondan renk-renk, çeşit-çeşit Şaraplar elde edersin.
Tatlılıktan kol-kanat açarsın;
Laleliğin güzelliklerini
göstermeye koyulursun.
Bu ışığın arasında bir başka
güneş görünür;
Canlar incilere döner.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin verdiği sırlara insanlara her insanın tahammül edemeyeceğini
öğrendik.
2.
Sırları öğrenen
kişinin içten içe yanacağını, toplumdan kendini ayırması gerektiğini öğrendik.
3.
Aklını doğru
kullanamayan, görüşü olmayan, düşünüşü sistemsiz olan ahmak kişinin sözlerinin
tam zıddını yapmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin sırlarıyla yanıp yok olan kişinin cana canlar katan nurlar
kazanacağını, çeşitli renklerde Tanrı şaraplarıyla mest olacağını, tatlılık
içine gireceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerine ve Mevlana Hazretlerine sevgiyle
bağlanıp dost olursak onların vereceği sırlarla gördüğümüz ışığın içinden başka
bir güneş göreceğimizi, şekil değiştirmeyen hakikatleri kazanacağımızı
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ