(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
3180. A kerem (Soyluluk,
ululuk, büyüklük, asalet) sahibi, sen ya gülsün, ya tamamıyla şeker
çünkü beni gördün mü gül gibi gülersin.
Azizim, sen gül bahçesinde öyle bir ağaçsın ki seni
görünce hemen kökümden söktün-gitti beni.
A dertli, ayrılığımla nasılsın diye bir sorsan
şanından ne eksilir ki?
Ayrılığınla perişan olmuş biriyim, sana
muhtacım ben;
Sen de beni ihtiyaçtan kurtaracak kişisin.
Bu mutfakta binlerce can harcanır;
A yoksul gönül, bir kendine bak, nesin ki sen?
Halka gibi kapında yer tutmuşum ama ne fayda:
Sen yüce damdasın.
Gel a çevgene (Golf sopasına)
benzeyen saç, buyruk sende;
Beni top gibi bu meydana atan sensin.
Çöreotu, yanmaya yarar;
Sen de sevgilinin çöreotusun, yan-yakıl a gönül.
Gel a Tebrizli Şems'in aşk kadehi;
Eski derde sensin derman olan.
Tellal (Yüksek sesle halka
duyuru yapan) böyle söylüyor, böyledir diyor, dert
çekmeden hiçbir neşe elde edemezsin.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretleri Şems hazretlerinin gülümsemesini görünce ağzında tatlılık oluştuğunu
öğrendik.
2.
Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerinin ulu bir kişi olduğunu anlayınca tüm benliğinden,
geçmişinden, geleceğinden koparak
Ortada kaldığını
öğrendik.
3.
ŞEMS
Hazretlerinin çok yüce bir yerde olduğunu, Mevlana hazretleri oraya
ulaşamamanın perişanlığını yaşadığını öğrendik.
4.
Gönül yanıklığı
olmadan sevgiliye ulaşılamadığı öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Derdi olanın acı çekip ağlayacağını, aşık olan kişinin
de içindeki duyguları dışa vurup ferahlamak için söylendiğini, son-uçta neşe
elde edileceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ