24 Ağustos 2020 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 3140-3150 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Aşkı öğreten Şems Hazretlerini anlatıyor)

3140. Ama bu aşkla bir de buluşursak onunla, yaşayışın ta kendidir bu, ta kendi.

Tövbe elleriyle (İşlediği suç işlediğini kabul ettiğini itiraf ederek), suçtan nedamet (Pişman olmuş) elleriyle yapıştık, sarıldık kerem sahiplerinin (Soyluların, ululuk ve büyüklük, asalet sahiplerinin) eteklerine.

Fakat sarhoşlara bu sarılış, kar etmedi (Kazanç sağlamadı);
Kurtuluş delillerinden bir fayda bulmadı onlar.

Nehy edilen (Yasak edilmiş) şeyleri içtikten sonra gönül, nasıl düzene girer, nasıl çekişir?

Sen o Ay'sın ki göğe sığmazsın:
Sen öyle bir susun ki dereye sığmazsın.

Öylesine bir incisin ki denizden de fazlasın:
Öylesine bir dağsın ki ovaya sığmazsın.

Ne afsun okuyayım sana a periler padişahı?
Şişeye, afsuna (Büyüye) sığmazsın ki sen.

Leyla'sın sen;
Fakat Mevla'nın gayretiyle Mecnun'un (Sevdadan ötürü kendini kaybetmişlerin) hatırına (Düşünmesine, akılda tutmasına) da sığmazsın.

Bir güneşsin (Işık ve ısısın) ki gönül ışığıdır elbisen;
Atlasa, ipeğe sığmazsın sen.

* Cana canlar katan bir hekim çırağısın ama Eflatun'un (Yunanlı filozof, aklı temsil eden) delillerine de sığmazsın.

* Bir macunsun (Hamur kıvamında) ki Zahire'de (Gerektiğinde kullanılmak için saklanan tahılda) yoktur o macun;
Zahire de nedir, sen Kanun'a (Devlet kuralına) bile sığmazsın.

Düşman, bu nasıl olabilir diye söylenir-durur;
Fakat nasıla, niceye (Ne biçime, ne nasıla, ne kadara, ne hangi yolla olduğuna) de sığmazsın sen.

Dünyanın karnında küçücük bir çocuktun, oraya sığıyordun;
Fakat şimdi büyüdün, sığmazsın dünyaya.

Bu sözleri kulaklara duyurma;
Sus;
Her meftunun (Tutkunun, gönül vermişin, bağlanmış, sevmiş olanın )  kulağına sığmazsın sen.

Talihimiz (Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç) bu a efendi, bahtımız (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi, kader) bu;
Yola düştün, gittin buradan a efendi.

Işığım söndü, dumanım yücelere ağdı;
İki gözüm de yücelere dikildi - kaldı a efendi.

Yeryüzü, göğe dek kara duman kesildi;
Sevda da karalar giyindi a efendi.

Bu âlemde bana, yalnız sen vardın;
Sensiz yapayalnız kaldım a efendi.

Nerde o baht, nerde o devlet ki gelsin de senin ateşinle halimizi görsün a efendi.

Efendi, a efendi diyip durmadayım:
Geri gel de cevap ver bana a efendi.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretleri, kendisinden ansızın ayrılan Şems Hazretlerinin özelliklerinin ve büyüklüğünün kolayca tanımlanamayacak sınır konamayacak büyüklükte olduğunu bize tanıttığını öğrendik.
2.    Mevlana Hazretleri aşkı ve hakikati öğreten, gösteren, yaşatan, şüphelerden arındıran Şems Hazretlerini çok özlediğini, aradığını, davet ettiğini öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin ahrete gitse bile gücünden bir şey kaybetmeden hatta çok daha güçlü olan, buyruğu yürüyen, sözü geçen, görgülü, nazik, kibar bir büyüğümüz olduğunu öğrendik, anladık.
                     *
RAV


Popüler Yayınlar