(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
2990. Tebrizli Şemsle düşer,
kalkarsan sana da o Ay' (Karanlıkta kalanları
aydınlatan) dan bir Ay ışığı vurur-elbet.
Öylesine sarhoşum, öylesine
yıkılmışım ki toprağı sudan ayırt edemiyorum.
Bu evde de hiçbir kimseyi
bulamıyorum ben;
Belki de vardır, hele gel de bak,
ayıksın (Sarhoşluğun, baygınlığın geçmiş), belki
bulursun sen.
Yalnız şunu biliyorum ki meclis,
senin yüzünden kurulmuş;
Bundan başka ne şarabı biliyorum
ben, ne kebabı.
Özden canın da canının canına
cansın sen;
Görünüşte güneşin de güneşisin sen.
* Mesih'sin de (Hz. İsa’sın da) o yüzden afsunun (Büyün) hoş;
Şihapsın (Koruyan, kayıransın) da o yüzden şeytanları yakıyorsun.
Huyumu (Yaradılış
ve ruh özelliklerimi) güzelleştir, çünkü şarapsın (Suyumu sık, tortulardan ayır, mayalandır beni) sen;
Güzel kokulu bir hale getir beni,
Çünkü gülsuyusun sen.
Seher yelisin (Sabahın güneş doğmadan önceki zaman insanları dinçleştiren
rüzgârsın), sineklere azapsın (Davetsiz ziyafet
isteyenlere büyük sıkıntı, eziyet verensin) ama yeşilliği güldürürsün.
* Eğer ihtisap memuruysan (Zabıtaysan), muhtesipsen (Resmi
görevli bekçi veya polis memuruysan) gel de pazardaki sayısız sarhoşları
gör.
Gâh (Bazen)
ekmek isteyenler gibi bir şeyler istiyorlar;
Gâh (Bazen)
hastalar gibi cevap veriyorlar.
Şimşek gibi gülüşün pek tez
geçmede;
O yüzden de bulutun karanlığına
hapis olmuş- gitmişsin.
* Gel, ölümsüz padişahın
meclisine gir de havuzlar gibi sağrakların (Büyük
kadehlerin) döndüğünü seyret.
Güzel bir lal'sin (Değerli taşsın) sen, fakat madendesin;
Pek güzelsin sen, fakat perde
ardındasın.
Padişaha doğru uçarsan, bir
akdoğansın;
Mezarlığa uçar-gidersen kargasın,
kuzgunsun.
A bahtı genç, devleti taze kişi,
ellerini çırp da gençliğim, ah gençliğim, gençliğim de.
Kimseciğe bir şey söyleme;
Seni sıkıştıran olursa Tanrı,
doğrusunu daha iyi bilir de, sus.
Ne olur akıl gibi, can gibi sen
de uyumasan;
Uyumasan da muhtaç olanların
işlerini başarsan.
Şu, gece yol alanların
hatırlarındaki ışıksın sen;
Onların hatırları için olsun, ne
olur uyumasan.
A parlak Ay, bir gececik gökyüzü
mahpuslarının çevresinde dönsen, uyumasan ne olur.
Dünya gemi, sen de zamanın
Nuh'usun;
Uyumasan da tufandan korusan dünyayı
ne olur.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerine sevgiyle bağlanan, onun asilliğini, büyüklüğünü, sır sahibi
olduğunu kabul edip yakınlaşanın karanlıkta çaresiz kalmayacağını, onun
ışığından yararlanıp yol alacağını öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin sırlarının başkalarına söylenmemsi gerektiğini ancak Mevlana
Hazretleri ilahi sarhoşlukla bizlere yararlanalım diye aşırdığı sırları
bizlerle paylaştığını öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin şeytanı yakma kuvveti olduğunu, şeytanın onun yakınına bile
gelemediğini öğrendik.
4.
Şems Hazretleri
kendisine bağlananların huyunu güzelleştirdiğini, manevi sarhoşluk verdiğini öğrendik.
5.
Mevlevi
topluluğuna girenin ölümsüzlüğe kavuşmuş büyüklerin topluluğunu tanıyacağını,
manevi sarhoşların içinde sarhoş olacağını öğrendik.
6.
Aradığımız
değerli güzellikleri Şems Hazretlerinde, Mevlana Hazretlerinde bulabileceğimizi
öğrendik.
7.
Şems Hazretlerinden
sinek huylu olanların yararlanamayacağını, huyunu iyiliğe döndürmek isteyenlere
de çok tesir eden olduğunu öğrendik.
8.
Şems
Hazretlerinde aradığımız değerlerin olduğunu, kendini açıkça göstermediğini
öğrendik.
9.
Ölümsüz padişah
Şems Hazretlerinin, Mevlana Hazretlerinin bulunduğu topluluğa girenlerin,
bilhassa genç olanların güzel insan olacaklarını öğrendik.
10.
Aşk yolunda
ilerleyenlerin bu yolda olduklarını söylememeleri istendiğini, zorlama olunca
Allah’a sığınan sözler söylemek gerektiğini öğrendik.
11.
Aklın uyuduğunu
fakat canın uyumadığını öğrendik.
12.
Aşk yolunda,
kimse görmeden yol alanlara karanlık olmadığını, yollarının aydınlatıldığını
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinden Nuh’un
inananları tufandan koruması için uzun süre uğraşı verdiği gibi uğraşmasını
istediğini, beklediğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ