(Mevlana Hazretleri
Allah’ın uzattığı ipe sarılmayı anlatıyor)
3120. A beli bükülmüş ihtiyar,
felek çemberden atladın, bari ipe iyi sarıl.
Şenim (Sevinçli
ve neşeliyim), şuhum (Neşeli ve serbest)
ben, iyi zurna çalarım;
Mademki ney-imi kırdın, bari
şeker ver bana.
A ateş parçası güzel, kızıp-öfkelenme,
dudağından bir öpücük ver; Mademki dükkânları kapadın, ekmek ver bize.
* Evet, mi diyorsun a şekle
bürünmüş aşk;
De;
Zaten bela (Denemek, sınamak, eskitmek) padişahısın, Elest (Allah’ın ruhları yarattıktan sonra “Elestü bi Rabbiküm”(Ben
sizin Rabbiniz değil miyim? Dediği zaman, insanların yaradılış başlangıcı))
sultanı.
Senin peki, evet demen bizi
yücelere ağdırır, fakat bizim peki, evet dememiz, aşağılara, aşağılıklara
düşürür bizi.
Sus, aşk, zaten kendisinin
Mecnun'udur;
Oraya ne Leyla sığar, ne Fatma.
Ölümsüz güneş olmasaydı tacirin
ne ağacı olurdu, ne varı-yoğu.
* Ayakkabıcının iki eli de
işlemeseydi kedi, boyuna heybeye girmezdi.
Rüzgârın cilveleri, işveleri
olmasaydı gülen gülün dalı meydana gelmezdi.
Ne diyeyim?
O bildiğin olmasaydı eğer, her
solukta ne bu olurdu, ne o.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
İhtiyarlığa
ulaşmış kişinin dünyanın oyunlarından, sınamalarından sıyrılmış olarak
Allah’tan kullarına uzatılan kurtuluş ipini araması, bulması, sıkı sıkıya
sarılması gerektiğini öğrendik.
2.
Mevlana Hazretleri
sevinçli ve neşeli bir hayat sürerken aşkın şekle
bürünerek bir güzel oluşturduğunu, böylece yücelere ulaştıracak güç ile
yakınlaştığını öğrendik.
3.
Aşkın kendisini
sevdiğini, şekle bürünmüş aşık olunan güzellerin aşkın içine sığmadığını,
yansıma ile taklit olduğunu öğrendik.
4.
Ölümsüz ışık
veren olmasa ne kazanç ne de bir varlığın kalmayacağını öğrendik.
5.
Çalışıp kazanma
olmasaydı elde ediş olmayacağını öğrendik.
6.
Rüzgârın
hareketi olmasa meyvelerin olmayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allahın yarattığı aşk olmasa hiçbir şey olmayacağını,
her şeyin her solukta aşla hareket bulduğunu, yaşam ve eser elde ettiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ