16 Ağustos 2020 Pazar

DİVAN-I KEBİR 6. CİLT 3050-3060 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
                                          
3050. A gönül, sırları bilip anlayınca bütün işlerden-güçlerden geçtin, işsiz güçsüz kaldın.

Yürü, sevdalara düş, deli-divane ol;
Ne diye akıllı oldun, ne diye ayıksın?

Düşünmek, bir şey elde etmek içindir;
Sense baştan-başa bağış oldun-gitti.

Mecnun'un (Tutkulu sevenin) düzenine dikkat et;
Çünkü sen de düzenlerden geçtin.

Mademki ara-hayâya (Utanma duygusuna) sahip olmak, aklı başında bulunmak istiyordun;
Ne diye sarhoş bir halde pazara düştün?

Mademki bu yolun rintleriyle (Kendini Allah’a adamışlarla) dost oldun;
Bir bucakta (İşe karışmadan) oturmak fayda vermez sana.

Ovaya git, hani evvelce bulunduğun ovaya;
Şu yıkık yerlerde çok gezdin-dolaştın.

Sana bitişik bir meyhanen var;
Onun kokusuyla sarhoş olmuşsun sen.

Şu kokuyu bir al da ta meyhaneye dek (Kadar) git;
Zaten koku gibi tez gider olmuşsun sen de.

Zümrüdüanka (Yücelerde uçan, yeryüzüne inmeyen kuş) gibi Kafdağı’na (Zümrüdü Anka’nın yeri yurduna) git;
Ne diye kuzguna, akbabaya dost oldun?

Aslanlar gibi mana (Anlam) ormanına git;
Neden tilkiye (Kurnaza), sırtlana (Leşle beslenene) dost oluyorsun?

Yürü, Yusuf’un (Güzel yaratılanın) gömleğinin kokusuna git;
Çünkü Yakub (Yusuf’un babası) gibi yaslara düşmüşsün.

Ne diye bir düşünce yüzünden çaresiz kaldın;
Baş aşağı kendine daldın da gamlara battın?

Seni, parça-parça bir araya topladım ben;
Neden vesveseyle (Yanlış ve yersiz düşünce ile olmayacak bir şeyin olacağını sanarak) yüz parça oldun?

Benim aşk mülkümden varını-yoğunu çektin-götürdün de şu gurbet yurdunda böyle avare (İşsiz, güçsüz, başıboş) oldun-gitti.

* Yeryüzünü, senin için beşik yaptım;
Sense dondun (Hareketsiz kaldın), beşiğin tahtası oldun adeta.

Taştan Ab-ı Hayat (Ölümsüzlük suyu) akıttım sana, sen kup-kuru âleme yüz tuttun, taş oldun, kaya kesildin.

Can oğlusun sen, işin-gücün aşktır senin;
Ne diye gittin de her işe sarıldın böyle.

Yüzlerce defa yaralandığın evin, gene de kapısına düştün, çevresinde dönüp durmadasın.

Yüzlerce tatlılar tattığın eve ise iyice inanmadın, kanmadın da kötülükler buyuran nefse kul oldun.
                      ***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Hayatın, yaradılışın sırlarını bilen kişinin iş yapmaktan soğumaması, aşkı tanıması, tutkulu aşka ulaşması, aşkın sarhoşluğunu yaşaması gerektiğini öğrendik.
2.    Aşık kişinin dünya düzenlerinden, oyunlarıyla uğraşmaktan vazgeçtiğini, aşk sarhoşu olarak diğer aşıkların yanına gittiğini, dünya arkadaşlarını bıraktığını öğrendik.
3.    Aşık olan kişinin yücelere gitmeyi, yüce yerde yaşayanlarla dost olması gerektiğini, bunun için mana ile örtülmüş geniş alana gitmek gerektiğini öğrendik.
4.    Güzel yaratılmış ahlaklı kişilerden gelen kokuya (Gizli davete) doğru gitmemiz gerektiğini öğrendik.
5.    Kendi başına düşünceye dalan kişinin çaresizlik içinde üzüleceğini öğrendik.
6.    Kendimizi Mevlana Hazretlerinin öğretisi ile parça-parça toplanıp yanlış ve yersiz düşüncelerden kurtulmamız, başımıza kötü şeyler gelecek korkusundan kurtulmamız gerektiğini öğrendik.
7.    Dünya hayatına bağlanan kişinin tatta gibi, taş gibi hareketsiz kalmayı seçeceğini öğrendik.
8.    Aşık kişinin çalışkan olacağını, candan gelen çalışma içinde olacağını, her ne işe sarılırsa verimli sonuçlar alacağını öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Kişinin evine ve kendisine verilen ilahi zevkleri emeksiz ve ücretsiz verildiği için kıymetsiz görüp değerine göre davranmayan, inanmayan kişi, hayalle birleşen istekleri önemseyerek kendisine istekleri efendi edip bu ihtiyaç sandığı isteklere hizmet edeceğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar