(Mevlana Hazretleri
Şems Hazretlerini anlatıyor)
2180. Kuş gibi gönülde uçarsa,
kuş avcısı olurum, tuzağa sarılırım.
Geceleri uyuyamıyorum desem,
akşam namazından sonra hemencecik uyuyorum ben der.
Yardım et, lütfet (Alçak gönüllülük
göster) desem, ben cenk (Telli çalgı)
çalan biri değdim miyim ki der, elbette söver sayarım.
Kendi dileğimi
bırakayım
da hemencecik, kendi dileğine uyan, başına buyruk sevgilisinin dileğine uyayım
ben.
Bana nasılsın diyorsun;
Ne bileyim ben.
Nerdensin, kimlerden diye
soruyorsun;
Ne bileyim ben.
Hangi koca sağrakla (Büyük içki kadehiyle) böyle sarhoşsun, böyle mahmursun
(Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içindesin) diyorsun;
Ne bileyim ben.
O dudakta ne var ki o dudak
yüzünden böyle tatlı dillisin diyorsun bana;
Ne bileyim ben.
Şu ömrümde diyorsun bana,
yaşamaktan, gençlikten daha iyi ne gördün?
Ne bileyim ben.
Onun yüzünde, Ab-ı Hayat (Ölümsüzlük) gibi bir ateştir, gördüm;
Fakat neydi o;
Ne bileyim ben.
O yüze karşı, yıllarca hayran
kaldım;
Beden misin, can mı diyorum;
Ne bileyim ben.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Âşık
olan kişinin kendi dileğini bırakıp âşık olduğunun dileğine uyması gerektiğini
öğrendik.
2.
Sevenin
sevdiğinde yok olması, bir olması, ben demekten kurtulması gerektiğini
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Sevgilinin
karşısında sevenin bir şey bilmemesi, onun sözlerini dinlemesi gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ