(Mevlana Hazretleri
kendini anlatıyor)
2080. Ama öyle de bir çocuğum ki
o evveline evvel olmayana (Allah’a) aitim;
Yüzyıllar boyunca onunladır bu
çocuk.
Sözü tersine söylüyorum, anlam
aksine;
Tersine dünyada ben de
tersineyim.
Sözü, hüzünlerle (Gönül üzgünlüğü, gam, keder, sıkıntı) dolu canım şu
girdaplardan (Tehlikeli yer ve durumlardan) sıçrayıp
kurtuldu mu?
O vakit dinle benden.
Balçıktan doğan sözler,
meşelikteki dolambaçlı yollara benzer;
Nasıl kendimi bir renkte
göstereyim ki o dolambaçlı yollardayım ben.
Hayır, yanlış söyledim, güneş gibi bir rengim var benim;
Fakat şu aşağılık dünya bulutuyla
örtülmüşüm.
Sus, insanın toprağını tozutma;
Çünkü ben peri gibi buralarda
gizlenmişim.
Sevgilinin bir dal şekerkamışını
çiğnemezsem akşam namazı vakti, nasıl açabilirim orucumu?
Bilmiyorum, o şekerkamışı nerde
bitiyor?
Onu tattım, bilmiyorum nerdeyim artık?
İşin tuhafı da şu ki mezesi
aklımı aldı-götürdü;
Aklım yok, nasıl öveyim onu?
Benim orucum gibi orucu kim
tutabilir ki her anda, ondan bir bayram elde etmedeyim.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin Allah’a yaradılıştan beri Allah’a ait olduğunu, bu dünyada
Allah’ın kendisine ait olduğunu yani Mevlana Hazretlerinin Allah’tan ayrı
hiçbir yaşayışı olmadığını öğrendik.
2.
Bazı
gerçekleri Mevlana Hazretleri olduğu söylemesinin halkta tepki oluşturmaması,
kötü niyetli kişilerin malzeme etmemeleri için kendisini dolambaçlı şekilde
anlattığını öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin güneş huylu olduğunu ancak yakınlaşan dünya insanlarını yakmamak
için gölge arkasından yakınlaştığını öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerinin uygun olmayan insanlardan gizlendiğini, yerini, izini, yolunu
belli etmemeye çalıştığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretleri kendi hakikatini aklının anlaması ile, aklının başından gittiğini,
tatlılığa, sarhoşluğa ulaştığını, bayram sevinci elde ettiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ