(Mevlana Hazretleri
dost ile ilişkiyi anlatıyor)
2120. Bizi, kurt gibi paralasalar
(Parçalasalar) bile çare (Tedavi yolu) nedir;
O çobanın hükmüne girmişiz bir
kere.
Felek gibi dillere düşmüşüz (Kötü talih veya kaderin sorumlusu olarak görülmüşüz);
Felek gibi suçsuzuz;
Onun gibi bizim de ağzımız-dilimiz
yok.
Saman çöpü gibiyiz ama kehribara (Çekicilikte) eşiz;
Samanlıktaki saman gibi zindanda
(Karanlıkta ve sıkıntılı yerde) değiliz.
Samanımızı yel kapamaz;
O kehribarın sayesinde âmândayız
(Yardıma koşanız) biz.
Seni şehvet yeli, şehvet soluğu
kapar;
Hâlbuki biz, aklın, canın bile
kehribarı (Kurtuluşu) değil miyiz?
Sus;
Saman çöpü, dağ kehribar da ne?
Anlayışa sığmayan yok
mu, oyuz biz.
Canın, canıma ne de (Kadar) yakın;
Ne düşünüyorsan biliyorum.
Dostlar, birbirlerinin
gönlünden geçenleri bilirler;
Bilmezsem gerçek dost olamam.
Dost-dosta karşı arı-duru (Saf, tertemiz) suya benzer parmağımla dostu
gösterebilirim onda.
Herkes aynadır adeta;
Herkes, kârımı (Kazancımı)-ziyanımı (Zararımı)
gösterebilir.
***
DİVAN-I KEBİR 6 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretleri Allah’ın hükmüne kendini tamamen girince başına gelenlere
alıştığını, ısındığını öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretleri kendileri hakkında suçlayıcı şeyleri yapmadığını, masum olduğunu,
şikâyet etmediğini, bütün bunların imtihan olduğunu öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretleri aklı ve canı olanı mıknatıs gibi kendine çektiğini öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerine anlayışa sığmayacak kadar çekicilikte olduğunu öğrendik.
5.
Mevlana
Hazretleri canına yakın olanın düşünmenin baskısından kendini kurtaracağını
öğrendik.
6.
Birbiriyle
dost olanın dostunun gönlünden geçenleri bileceğini, bilemiyorsa gerçek dost
olamamış olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Gerçek
dostluğun dostunu bilecek kadar candan yakın olması gerektiğini, dostlar bir
arada olmasalar, birbirini görmeseler, bir arada uykuda olsalar bile gönülden
birbiri ile konuştuklarını, durumlarını bildiklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ