27 Eylül 2019 Cuma

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 6390 İNCİ BEYİT



(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

 6390. Nerede kılıcın önünde kalkan gibi çır-çıplak yaralar aramak;
Nerede altın gibi kürede ateşle bir evde oturmak?
(Yiğitçe savaşmak başka, evde varlık içinde mangal ateşiyle uğraşmak başkadır)

Derenin suyu tatlıdır amma nerede denizin heybeti?
(Fayda başkadır, büyüklük azamet başkadır)
Nerede şaha vezir olmak, nerede her çeşit kayıttan kurtulmak?
(Büyük makamdaki kişinin emrinde olmak başka, özgür olmak başkadır)

Sırlar kadehisin sen (Şems Hazretleri);
Kulağını tıka (Duyma), gözünü yum (Görme);
Delik kâse, kadehlik edemez.

Gece, aydın olsa bile gündüzün yerini nereden tutacak;
Boncuk parlak olsa bile nereden incilik edecek?
 (Ay’ın parlaklığı başka, güneşin parlaklığı başkadır)

Âlemi aydınlatan mum, yani güneş bile bana bu kadar aydın görünmüyor;
(Işığın verdiği aydınlık başka, nurun verdiği aydınlık başkadır)
Acaba kusur gözümde mi, yoksa güneşin ışığında mı yahut da pencerede mi?
(Görememekte engelin doğal olması başka, eksikliğimizden-yanlışlığımızdan olan görememek başkadır)

İpin ucu elden mi çıktı-kayboldu ki o hal, geldi-geçti;
Çünkü o haldeyken iğnenin ucu bile örtülü kalmıyordu.

Ne mutlu demdir o dem ki şu mescide hizmet eden melek, bu gönül kandiline Tanrının zeytin yağından yağ koyar.

A gönül, gir şu ateş potasına, bir güzelce otur;
Bu ateşin tesiriyle öylesine demir bile ayna oldu-gitti.

İbrahim (Peygamber), altın gibi ateşe girdi de onun yüzünden ateş, yaseminlik kesildi;
Ateşten güller, süsenler bitti.

Gönlünü, şu kavgadan böyle bir sevdaya çekip getirmezsen bu gönlü ne yapacaksın?
Gel, otur da söyle bana.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Savaş meydanında can ile yiğitlik yapmakla, mal varlığı içinde yiğitlik yapmanın aynı olmadığını öğrendik.
2.    Tatlı insan olmakla heybetli olunmayacağını öğrendik.
3.    Hür kararlar veren kişi ile başkasına bağlı kararları uygulayanın aynı değerde olmadığını öğrendik.
4.    Aydınlığın iyi olduğunu içine meleğin nur koyması ile daha da iyi olacağını öğrendik.
5.    Boncuk ne kadar parlak olsa da incinin değerine ulaşamayacağını öğrendik.
6.    Özümüzü nurlu kişinin özüne vererek nura tamamen katılmamız gerektiğini öğrendik.
7.    Ateşten, erimekten korkmadan yeni baştan şekil almamıza izin vermemiz gerektiğini öğrendik.
8.    Şems Hazretlerinin sırlar padişahı olduğunu öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
 Gerçek değerleri ve değerli kişileri bulmamız, kulağımızı tıkamadan, gözümüzü yummadan, çıkarlarımıza uymasa da bile değerini vermemiz, ona katılmamız, onun varlığında kendimizi yok etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV


Popüler Yayınlar