(Mevlana Hazretleri aşkı
anlatıyor)
6290. *
Kulağın delikse (Olup bitenleri çabuk haber alan biri
isen), gözün iyi görüyorsa muştucu (Sevindirici
haber) gelir de sana, a benim aslanım der, mahzun (Üzgün) olma sen.
İlkbahara
dön de bağa-bahçeye seyrana çıkan güzeller, sana gelsinler, sende eğleşsinler (Vakit geçirsinler);
Çünkü
bu güzeller, kara-kışın soğuk (Dondurucu)
şeklinden kaçarlar.
İlkbahar
değilsen bari yaz (Sıcak mevsim) ol, ateşlere
dal;
Çünkü
o güzellik, o aşk olmadıkça pek aşağılık, pek çirkin görünür adam.
Her
kılının söze gelmesini, şair yüzlü görünmesini istiyorsan şu sözden vazgeç de
sus, ne nazma (Şiire) dayan, ne nesre (Düz yazıya).
Söze
başladın mı düşüncen dağılır-gider;
Gönül
düşüncesinden kendini çek;
Şu
dilin sözünden çek kendini.
Kaza
ve kader (Tanrı’nın uygun gördüğü can veya mal kaybına,
zarara neden olan olay için), erler ahitler (Kendi
kendilerine söz vererek bir işi üzerine aldılar) ettiler;
Fakat
ben, padişahların bile ahitlerini kırdım döktüm;
Hadi,
mümkün olduğu kadar çabala bakalım diye dümbelek çalmada.
A
ahmak (Akılsız veya var olan aklını doğru kullanamayan)
diyor;
Bundan
sonra şöyle olacağım, böyle davranacağım diye kendinle inatlaşıp duruyorsun;
İnatla
(Bu konuda direnerek, ayak direterek) kazaya,
kadere kaşı mı koyacaksın.
Gönülle,
her solukta, gayb (Görünmeyen) âlemine ait biri
nikâhlanır (Beraber yaşamak için anlaşır);
Fakat
erkekliği olmayanla kısır, birleşse bile çocuk olmaz ki.
Erliği
olmayan kişiyi yalancı şehvet (Cinsel istek) nasıl
çekerse gönül de şekilleri, sureleri çeken fakat erliği olmayan, güzellere
ancak bağışlarda bulunabilir, yer yurt sağlar.
Gel
a Tebrizli Şems, padişahsın sen, kan dökücüsün sen;
Kaza
(Allah’ın ezeli ilmiyle takdir ettiği şeyin vakti
gelince meydana gelmesi) ve
kadere
(Allah’ın ebede kadar olacak şeyleri zaman ve yerini,
özellik ve niteliklerini, nasıl ve ne zamanda olacaklarsa onların tamamını
ezelde bilip o şekilde sınırlaması ve takdir etmesini), yücelerden
buyurur, dünyayı belâlara (Denemelere, sınamalara,
darlık ve sıkıntılara, ansızın gelen hoşlanılmayan felaketlere) salma (Bırakma) de.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Olup biteni haber alan, gözleyen, dikkatlice bakan
biri isek üzülmeden güzel haber getireni beklememiz gerektiğini öğrendik.
2. Güzel insanların soğuk kişi ve işlerden uzak olarak
yaşadıklarından güzel iş yaparsak bize geleceklerini öğrendik.
3. Kişide aşk olmazsa aşağılık, çok çirkin görüneceğini
öğrendik.
4. İletmek istediğimizi ağzımızla söylemeden, kâğıda
yazmadan vücudumuzun her parçası anlattığını öğrendik.
5. Söze başlayan kişinin düşüncesinin dağılacağını
öğrendik.
6. Söz ile gerçek düşüncemizi doğru olarak
anlatamayacağından bu konuda konuşmamak gerektiğini öğrendik.
7. Din ve dünya padişahlarının kendi kendine verdikleri
sözleri ile Allah’ın kaza ve kaderinin hükmünden çıkmak için uğraştıklarını, Mevlana
Hazretlerinin bu uğraşıyı darmadağın ettiğini öğrendik.
8. Özünde erkeklik olmayanın erkek gibi davransa da
ortaya bir eser çıkartamayacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin yücelerden buyruk veren, insanın kaderini değiştiren, belalardan kurtaran
yetkiye sahip olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık
*
RAVLİ