23 Ekim 2017 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 4. CİLT 2830 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
                              
2830. Hava ısındı da o buz çözüldü-eridi;
Sen de a selvi boylu, salın, harekete gel.

Tez Türk’çesine (Türk gibi) sıçrat, sür atı;
Önünde güzelim bir çadır yeri var.

Koşuşun, yarışın buyurdu ya, ercesine (İşini iyi bilen, yetenekli biri olarak) yürü;
Can padişahlar padişahının sözü boş olamaz.

Her seher çağı Zühre (Venüs-) gibi feryat et (Yüksek sesle sevgilinin adını söyle) de ondan sonra güneşin padişahlar padişahını seyret.

Dolunay, her gece biraz daha erir, biraz daha arıklaşır (Zayıflar-güçsüzleşir);
Tamamıyla eriyip bittikten sonra gene kendine gelmeye başlar, dolunay olur.

Uzakken bile padişah, lütuflarla (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım, bağış) besledi-geliştirdi seni;
Tapısına (Bulunduğu yere) varırsan neler bağışlamaz sana.

Yeter artık, söze tövbe ettin;
Anlayış geliri susuşlardadır.

Mahmurluğu olmayan bir şarap gördün mü hiç?
Dikensiz bir güle rastladın mı hiç?

Bu balçık dünya gül bahçesinde gözü olmayan ilkbahar gördün mü sen?

Önüne gam (Üzüntü) geldi mi Tanrı’ya kaç;
Tanrı gibi bir dert dinler gördün mü hiç?
                            ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin öğrettiği ve önerdiğini yaparak yeniden doğmamız ve kendimizi geliştirmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Solmadan parlamak olmadığını, batmadan doğmanın olmadığını öğrendik.
3.    Allah’tan uzak olduğumuz halde bizi ululuğunun gereği olarak beslediğini, geliştirdiğini, yakın olursak çok şeyler bağışlayacağını öğrendik.
4.    Sözle fazla uğraşmamak gerektiğini, anlayışın olması ve gelişmesi için susmak gerektiğini öğrendik.
5.    Her güzelliğin bir şekilde kendini gizlediğini, izin verilmeden yaklaşanın canını acıtacak silahlara sahip olarak kendini koruduğunu öğrendik.
                       *
İşte böyle yaren;
Üzüntü üzerimize geldiği zaman; üzüntüden kurtulmak için en iyi derdimize ortak olacağın Tanrı olduğunu, Tanrıya doğru kaçarak sıkıntıdan saklanmamız gerektiğini öğrendik.
                         *

RAV

Popüler Yayınlar