(Mevlana
Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini olan aşkı anlatıyor)
2460.
Dün gece halk yatmıştı, güzel, tatlı uykuya dalmıştı;
Oysa
her yana koşuyor, âşığın canına kastediyordu.
Gâh
(Bazen) Ay gibi (Işığı)
damlara vurmuş, gâh seher yeli (Sabah güneş doğmadan
hemen önce esen rüzgâr) gibi bir yandan bir yana esiyordu.
Derken
ansızın damdan tasımız (Şapkamız) düştü,
sırrımız yayıldı gitti;
Bekçiler
dedi-koduya girişti.
Mahallenin
ortasından hırsızın sesi duyuldu;
Bir
yara açtı, yüzünü gizleyiverdi.
Sert
huylu feleği bile zebun (Güçsüz, zayıf, aciz)
etmişti o;
Bekçiler
izinin tozunu bile bulamadılar.
Akıl
Eflatun’u, izleri kıldan kıla bilen o hekim geldi;
Yarayı
görünce.
Kimin
eliyle açılmış, bildim dedi;
Bu
yara, kat-kat fitnelerin aslının (Esası-özü gizlemek,
dikkatlerden gizlemek için devamlı karışıklığın, kargaşanın) açtığı
yara;
Onun
yarası olunca çaresi yoktur;
Onun
açtığı yara onulmaz (İyi olmaz).
Eski
candan el yıka;
Bu
yaranın ardından yeni bir can geldi sana.
Bu
Tebrizli Şemseddin’in, o renk-koku dünyasından dışarıda olanın aşkı.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin gece çok sevdiği Şems Hazretlerini göremeyince onun yüzüne çağrışım
yapan Ay’a ve yaptıklarına baktığını, Şems Hazretleri ile Ay’ın benzer
hareketler yaptığını gördüğünü, özlemini gidermeye uğraştığını öğrendik.
2.
Karanlıkta
kalanları aydınlatanın Şems Hazretlerinin olduğunu öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin gizliliği sevdiğini, sevdiklerine bile gizlice işler yaptığını
öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin Mevlana Hazretlerine aşk yarası açtığını, kapanmayan bir yara
oluşturduğunu öğrendik.
5.
Şems Hazretlerini
tutkulu sevgiyle sevenin yeni bir cana sahip olacağını, bu cana sahip olarak
eski sahip olduğu candan vazgeçtiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerine olan aşkın bu dünyaya ait koku ve renk dünyasından dışında olduğunu,
bildiğimiz aşk hikâyeleri ile anlatılanlardan farklı olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ