(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
2770.
Bundan daha fazla, daha açık da anlatılabilir amma kıskançlığından kılıç
görünüyor göze.
Susayım,
çünkü bu şiirin, anlaşılması müşkül (Zor) her
harfinden herkese yüzlerce şüphe (Bir olguyla ilgili
gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, şüphe) gelmede.
Hem
mumsun (Yakınına gelene aydınlık verecek olansın)
sen, hem güzelsin (Gizlenmiş güzelliklere sahipsin)
sen, hem şarapsın (İnsanı sarhoş edensin) sen;
Hem
de karakış ayında bir baharsın (O yerde olan olaylara
bağlı olarak gerçekleşen soğuk etkileri gideren sıcaklığı sağlayansın)
sen.
Her
taraf aşkından yanmış-yakılmış;
Güneş
de yanmış gitmiş, güneş gibi yüz binlercesi de.
Ateşin,
boyuna kamışlara düşer ya;
İşte
o yüzden ateşine yanma hevesiyle şeker, tutmuş, kamışın canına girmiş.
Aşkla
yüz binlerce kişinin başını kestin, a benim canım, kimsenin haddi değil ki hay
desin, hey (Şaşkınlığını bildiren söz) desin.
Âşıklar,
kem gözden korunmak için Rey (Düşüncenin, görüşün, fikrin
girip çıktığı) şehrinde olduğu gibi yer altında (Gizli) evler kurmuş.
Bilgiden
beter işkence yok;
Eyvahlar
olsun (Kötü, hoşa gitmeyen haberler ve olaylar
karşısında üzülene) iyi-kötü kaydında kalanlara.
Mısır’daki
kadınlar da kendilerinden geçtiler, ellerini doğradılar da of bile demediler.
Miraç
gecesinde padişahımız (Peygamberimiz Hazreti Muhammed),
kendinden geçti de yüz binlerce yıllık yolu
aşıverdi gitti.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Her şeyin açıkça
oluşmadığını, gizliliğe kıskançlığa uğranmaması için açıkça gösterilmediğini,
çok kişinin şüphelenseler bile onların görüşlerinden saklandığını öğrendik.
2.
Allah ve Allah
dostlarına âşık olanların kıskançlıktan korunmak için gizliliğe uyduklarını
öğrendik.
3.
Bilgiyi taşımanın
bir işkence olduğunu öğrendik.
4.
Bilgiyi iyi-kötü diye ayıran kişinin bilginin
değerini bilmeyen kişi olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah’ın
sanatını görüp kendimizden geçmedikçe, kendimizden geçip varlığımızı yüce yaratıcıya
armağan etmedikçe hızlı ulaşıma kavuşamayacağımızı, istediğimiz yere
ulaşamayacağımızı öğrendik.
*
RAVLİ