19 Ekim 2017 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 4. CİLT 2770 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
                              
2770. Bundan daha fazla, daha açık da anlatılabilir amma kıskançlığından kılıç görünüyor göze.

Susayım, çünkü bu şiirin, anlaşılması müşkül (Zor) her harfinden herkese yüzlerce şüphe (Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, şüphe) gelmede.

Hem mumsun (Yakınına gelene aydınlık verecek olansın) sen, hem güzelsin (Gizlenmiş güzelliklere sahipsin) sen, hem şarapsın (İnsanı sarhoş edensin) sen;
Hem de karakış ayında bir baharsın (O yerde olan olaylara bağlı olarak gerçekleşen soğuk etkileri gideren sıcaklığı sağlayansın) sen.

Her taraf aşkından yanmış-yakılmış;
Güneş de yanmış gitmiş, güneş gibi yüz binlercesi de.

Ateşin, boyuna kamışlara düşer ya;
İşte o yüzden ateşine yanma hevesiyle şeker, tutmuş, kamışın canına girmiş.

Aşkla yüz binlerce kişinin başını kestin, a benim canım, kimsenin haddi değil ki hay desin, hey (Şaşkınlığını bildiren söz) desin.

Âşıklar, kem gözden korunmak için Rey (Düşüncenin, görüşün, fikrin girip çıktığı) şehrinde olduğu gibi yer altında (Gizli) evler kurmuş.

Bilgiden beter işkence yok;
Eyvahlar olsun (Kötü, hoşa gitmeyen haberler ve olaylar karşısında üzülene) iyi-kötü kaydında kalanlara.

Mısır’daki kadınlar da kendilerinden geçtiler, ellerini doğradılar da of bile demediler.

Miraç gecesinde padişahımız (Peygamberimiz Hazreti Muhammed), kendinden geçti de yüz binlerce yıllık yolu aşıverdi gitti.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Her şeyin açıkça oluşmadığını, gizliliğe kıskançlığa uğranmaması için açıkça gösterilmediğini, çok kişinin şüphelenseler bile onların görüşlerinden saklandığını öğrendik.
2.    Allah ve Allah dostlarına âşık olanların kıskançlıktan korunmak için gizliliğe uyduklarını öğrendik.
3.    Bilgiyi taşımanın bir işkence olduğunu öğrendik.
4.     Bilgiyi iyi-kötü diye ayıran kişinin bilginin değerini bilmeyen kişi olduğunu öğrendik.
                       *
İşte böyle yaren;
Allah’ın sanatını görüp kendimizden geçmedikçe, kendimizden geçip varlığımızı yüce yaratıcıya armağan etmedikçe hızlı ulaşıma kavuşamayacağımızı, istediğimiz yere ulaşamayacağımızı öğrendik.
                         *

RAV

Popüler Yayınlar