(Mevlana
Hazretleri sonucu gören ağlar anlatıyor)
2600.
Baş gözü, gam ne kadarsa o kadar ağlayabilseydi geceleri de ağlardı, gündüzleri
de.
Gökyüzü,
şu ayrılığı duysaydı, ağlasaydı yıldızlar da ağlardı, güneş de, Ay da.
Padişah,
bu çeşit, tahttan indirileceğini bilseydi kendine de ağlardı, tacına, kemerine
de.
Gerdek
gecesi, ağlardı öpüşmelere, ağlardı koşuşturmalara şu boşanmayı görseydi.
Lâ’l
(Kırmızı renkli) şarap ağlardı küpe, ağlardı
şişeye şu mahmurluğu görseydi.
Gül
bahçesi, şu güz mevsimini duysaydı anlasaydı ağlardı gül yaprağı ter ü taze gül
dalında.
Uçan
kuş, şu avlanmadan haber alsaydı kolu-kanadı gevşerdi, ağlardı da ağlardı.
Hüneri,
sanatı aldatmasaydı Eflatun’u, bağırırdı-ağlardı hünere, sanata.
Pencerenin
ölüm dumanından haberi olsaydı pencere de ağlardı, duvar da, kapı da.
Gemi,
denizde salına-oynaya gidiyor ya;
Şu
tehlikeyi görseydi ağlardı.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
İşin sonunda ne
olacağını anlayıp bilenin ağlayacağını, bilmeyenin bilinçsizce işini yapacağını
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah’tan
başka her şeyin bir ağlayışla sonuca varacağını, sonradan dünyaya gelenlerden değer
bilenlerin önceki güzel insanların yokluğuna ağlayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ