28 Nisan 2017 Cuma

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 3940 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Mevleviliği anlatıyor)

3940. Bahtım (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi),

Talihim (Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç, felek) var, kutlu kişiyim ben diye övünüp nazlanıyorsan bil ki baht, bu talih, bu kutluluk (Uğurluluk), bizim devletimize, bizim ikbalimize karşı (Kendi baht açıklığına veya yüksek bir makama, duruma erişmiş olma durumuna söylemen) bir ayıptır, bir ardır (Utançtır) ancak.

Yokluğunla- yoksulluğunla övünüyorsan yamalı hırkayı al da var, yürü;
Çünkü padişahımızın (Bizi yönetenin) katında o giyim-kuşam, o şatafat (Gösteriş), ancak zünnâdır (Hizmet edenlerin beline kuşandıkları kuşaktır).

Tanrı nuru olduysan doğudan ta batıya dek gidedur;
Çünkü bu çeşit oldukça o ışıklardan da pervamız (Çekinmemiz, sakınmamız, korkumuz) yok bizim.

Tanrı sırrını (Gizli tutulanı anlamak, kavramak olduğunu), bildiysen o yana eş-dost ol;
Çünkü bizim şu sırlarımız, o sırların huyunda-husunda  (İki şeyi bir araya getirmek konusunda) değil.

***Bizim yolumuzda gerçek ol, şu hileyi-düzeni bir yana bırak;
Çünkü meydanımız, hilekârın, düzenbazın at oynatacağı meydan değildir.

Sınırımızı ölçüp biçmek için kendine bir pergel koysan da iş yok;
A kardeş, sınırımız, pergelle ölçülecek sınır değil ki.

***Aşk sufilerinin (Kendini Tanrı’ya adamışların) bir başka tekkesi (Mevlevi olanların barındıkları, ibadet ve sema yer, dergâh) var;
Bizim canımıza aş kâsesi vakıf geliri (Maddi kazanç) yok orda.

Cehennemin ta dibinde oturdum, tacı-tahtı bıraktım ben;
Çünkü bizim ne cennete iştahımız (Arzumuz) var, ne iyi kişileri özlüyoruz.

İşte buracıkta o altın yumurta yumurtlayan kuşlar (Çok değerli, bu güne kadar insan kulağının duymadığı değerli ve geçerli Allah sözlerini söyleyenler);

İşte buracıkta her seher çağı (Duaların kabul edildiği zaman), başı dik (Utanacağı hiçbir şeyi olmayan), huysuz felek tayına eğer vuranlar (Kontrol edilmezi zor, mantıkla açıklanamayan, bir takım rastlantısal olaylara sebep olan feleği kontrol edenler).
At sürdüler mi (Yücelere çıktılar mı?) yedinci kat gök meydan olur onlara;
Yattılar mı güneşle Ayı yastık edinir onlar.  
                                ***
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Kutluluğuna, uğurluluğuna, sahip olan Mevlevilerin yanına dünyada sahip olduklarıyla gitmenin, bunlardan söz etmenin ayıp ve utanç duyulacak konu olduğunu öğrendik.
2.    Mevlevi’yim diyenlerin yokluk-yoksunluğa bürünerek hizmet kuşağını kuşanıp emredilenleri yapmaya hazır kişiler olması gerektiğini öğrendik.
3.    Tanrı sırlarını bilenin Allah dostlarına eş dost olduğunu, sevgisinin ve saygısının bu topluluğa yöneldiğini öğrendik.
4.    Hile ve düzencilerin yer edinemeyeceği, kolayca dışlandıklarını yerin Mevlevilik olduğunu öğrendik.
5.    Mevleviliğin sınırını, tanımlanması kolayca hiçbir kimsenin yapamayacağını öğrendik.
6.    Mevlevilikte maddi gelir olmadığını, maddi gelir elde etmek isteyenlere yer olmadığını öğrendik.                                                                        
                                *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin yücelerde yaşayacak kişilere yardım ettiğini, yol gösterdiğini, gidecekleri yolu aydınlatıp inceliklerini öğrettiğini öğrendik, anladık.
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar