19 Nisan 2017 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 3790 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

3790. Özleyenlerin dilek atlarını ona ulaştır;
Tanrım, şu örtüyü, şu yaygıları sen yitirtme.

Tebriz şehri, öylesine bir şehir ki eğer geçmişler, onun sırrındaki sırdan bir haber alsalardı özleyişlerinden hepsi de sarhoş olurdu, kendinden geçerdi.

Ah şu çirkinlerden, örtü ardından Ay yüzlü görünüyorlar;
İçten saman ateşidir onlar, fakat görünüşte Ay ışığı gibi parlar dururlar.

Deccal’ın (Yalancının, arabozucunun, dedikoducunun, karışıklık, kargaşa çıkaranın, hile yapanın, iyi bir konuyu kötümser yorumlayanın, düşünceleri karıştırıcının) savaşı, kuruntusu (Yanlış ve yersiz düşüncesi olmayacak bir şeyi olacakmış gibi sanıp tasalanan ve etrafa doğru gibi anlatan kimsenin) içindedir, abdâlin (Gezgin dervişin) rengiyse dışarıdadır, onlar, oldukları gibi görünürler;

Hırsızların tuzakları içlerindedir, padişahların remizleri (Duygularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne, işaret, rumuz, timsal, sembol) ise konuşmalarında.

Çarşafa âşık olma, balçığa (Su ile karışıp bulaşır ve içine batıracak duruma gelmiş toprak) eşek sürme de eşek gibi balçığa saplanıp kalma.

Köpeğe bile ekmek versen önce koklar da sonra yer;
Sen köpek değilsin, aslansın, ekmek için bunca koşup didişmen de ne oluyor?

Bir renkli leş gördün mü canım diyorsun;
Can nerde, renk nerde?
Canı ara, canı bul.

Sen sorusun, sevgilinin dileğiyse her soruya cevaptır;
Cevap verildi mi soru, bu cevapta yok olur gider.

Şarap, nasıl üzüm suyunun lütfuysa (İyiliği) var olmuşsa sen de onun sözüyle var oldun;
Su, nasıl şarapta yok olduysa sen de onun şarabıyla yok oldun.

Ateş yalımlaşınca (Alevlenince) nasıl yücelirse o da naza-edaya (Kendini beğendirmek, gönül çelmek için hoş davranışlara) girişmiş de baş çekmiş (Önder olmuş);
Sense utancından doğrunun karşısında eğri gibi başını önüne eğmişsin.
                                ***
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Özleyenlerin sevdiklerine ulaşması için Mevlana Hazretlerinin duacı olduğunu öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin sahip olduğu sırların sırrından haberli olanların özleyiş duygusundan sarhoş olacaklarını, kendilerinden geçerek özlediği ile bir ve birlikte olacaklarını öğrendik.
3.    Çirkinlerin en güzel yanını göstererek kendilerini patlattıklarını, örttükleri açıldıkça çirkin yerlerinin görüleceğini öğrendik.
4.    Gönül hırsızlarıyla gönül padişahlarını birbirinden ayırmamız gerektiğini öğrendik.
5.    İçinde ne olduğunu bilmeden, görmeden istekli olmanın yanlış olduğunu öğrendik.
6.    Kendimizi hareketsiz bırakacak işe sokarsak balçığa saplanmış kaba ve düşüncesiz biri olacağımızı öğrendik.
7.    Kıymetli can sahibini aramamız, ruhen ölmüş kendini renkle canlı göstermeye çalışanlardan uzak durmamız gerektiğini öğrendik.
8.    Sevdiğimize kavuştuk mu kendi kimliğimiz ve kişiliğimizin eriyip sevdiğimizde yok olması gerektiğini öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
Doğrunun karşısında başımızı öne eğmemek için doğru kişiyi bulmamız, onda kendimizi yok etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                               *                                                          
RAVLİ


Popüler Yayınlar