(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)
3890.
Bir kaynak (Başlangıcını, çıktığı yeri, kökenini, sebebini
bilmek) isterim ki herkesin canına can katsın;
Bir
sevgili isterim ki ondan ölü bile rahata-huzura kavuşsun.
Öylesine
uçsuz-bucaksız bir denize kulum (Sevgi, sevgi ve
dostlukla bağlanmışım) ki uçsuzluktan-bucaklıksızdan da üstündür o;
Taşa
da, inciye de, her ikisine de lütfu (İyiliği),
ihsanlarda (Bağışlarda) bulunmadadır.
Bahçenin
de onun güzelliğinden payı, nasibi var, tavusun da;
Pek
bezenmiş, kuşanmış değildir amma kuzguna bile lütfu, ihsanı ulaşır.
Şekil
noksanlaşırsa mana azalmaz ki;
Âşık,
çamurlara bulanmıştır amma gene de zevk içindedir.
Canı
seyret de gör, bedende, pislik-bulaşıklık yurdundadır amma pislikten,
bulaşıklıktan haberi bile yoktur.
Ey
Tebrizli Şems, devlet-ikbal evine ayağını basman, o evin döşemesine bir
aydınlık, bir parlaklık, damına da bir süstür, bir yaldızdır.
İş
erleri, bir araya toplanın, uyku vakti değil;
Uyuyan
er, vallahi sohbet arkadaşlarından olamaz.
Dolap
gibi döne-döne yaşlar döküp ağlamayan, sarhoşların yüzlerini göremez, bostanın
yolunu kaybeder gider.
A
şu balçık dünyada gönlünün isteğini arayan, o ırmağın yanına koşuyorsun amma su
yok o arkta.
Ey
Ay, gönül göğüne doğ da geceyi gündüze çevir;
Çevir
de gece yolcusu, bu gece Ay ışığı yok demesin.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
İyi
bir kaynak, etkili bir kişiye sevgiyle bağlanıp dost olmamız gerektiğini
öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin canlı cansız herkese iyilik ettiğini, bağışlarda bulunduğunu
öğrendik.
3.
Mana
değerlidir, şekil noksan olsa bile mananın azalmayacağını öğrendik.
4.
Âşıkları
kirli görsek de onların zevk içinde olduklarını bilmemiz gerektiğini öğrendik.
5.
Tertemiz
canımızın vücudumuzda olduğu zaman pislik-bulaşıklık içinde olmasına rağmen
temizliğini kaybetmediğini öğrendik.
6.
Şems
Hazretlerinin bulunduğumuz yere uğramasıyla parlaklık, süs, yaldız
oluşturacağını öğrendik.
7.
Durgun
kalanın, iş görmeyenin, işe el sürmeyenin, çevresinde olanları fark etmeyenin,
görmeyenin uykuda olduğunu, uykuda olanın da Mevlevilerin sohbet arkadaşı
olamayacaklarını öğrendik.
8.
Yana
döne, ağlaya sızlaya Tanrı şarabından içip sarhoş olmuşları aramayanların bu
sarhoşların gerçeğini (Yüzünü)
göremeyeceklerini, gönlünün ve canının besleneceği yerin yolunu kaybedeceğini
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Sataşkan,
çevresini tedirgin eden, sulu, arsız kimselerle dünyanın dolu olduğunu,
bunlarda aradığımızı bulamayacağımızı, beklediğimiz şeyin elde edilememesi
yüzünden acı duyacağımızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ