(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine olan
ilişkisini anlatıyor)
3930.
Canı, huzuruna çektim, başka bir şey var mı, nerde dedi;
Hiçbir
şeyim yok da can da bu yokluk-yoksulluk yüzünden bu hale geldi dedim.
Can
gözünün uykusu, baş gözünü de uykuya daldırdı;
Hâsılı
(Ortaya çıkan, görünen) Tebrizli Şems, perde
oldu Tebrizli Şems’e.
Doğ
ey Ay, doğ âlemimize, sen olmadıkça gökyüzünde bir tek yıldız bile yok;
Hayalin
ayağını vurarak, oynayıp gülerek gelmedikçe derdimize çare bulunmaz bizim.
Hayalin,
dağa vursa kaynaklar akıtır;
Bizim
şu gönlümüz, tutalım ki bir dağdır ancak, bir kayadır ancak.
Senin
lütfundan ayrı kalmayan, senin ihsanına uğrayan bir taştan ateş fışkırdı, öbür
taştan su aktı, öteki taş da lâ’l kesildi.
Nice
defalar güzelim, senin lütfunu (İyiliğini) sınadım
ben, ölüyü dirilttin sen, hem bir kere değil, birçok kereler.
Rahmet
bulutu, her seher çağı yağmur yağdırmıyorsa bu, gene sendendir, senin işindir
gene;
Sana
karşı şu ağlayan gönlüm, beşikteki bir çocuktan başka bir şey değildir.
Şu
gönlüm, gamdan-elemden (Üzüntüden)Tur dağı gibi
yüz parça oldu;
Fakat
o parçalardan bir tanesi bile elimde değil.
Musa’nın
reddedilmez bir delil olan demir asasını, bir kıvılcım sıçrasın, bir yıldız
çaksın diye taşa dönmüş gönlüme vurdu, çünkü buluttan bir tek şimşek bile
çakmıyor.
Sevgilimizin
kapısında korkakların işi-gücü yok;
Oradakilerin
hepsi de padişah;
Kullara
yer yok orda.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah dostları
huzurunda varlık yurdundan yokluk yurduna geçip muhtaç duruma düşmemiz
gerektiğini öğrendik.
2.
Can gözümüz
uyuyunca baştaki gözümüzün de uykuya dalacağını öğrendik.
3.
Kişi uykuyu
benimseyince o uykunun kişinin kendisine perde olacağını, hakikati görmesine
engel olacağını öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin bildiğimden daha çok bilmediğimiz iyilik yapacak gücünün olduğunu
Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin kapısında içeri girmek için sırada bekleyenlerin cesur-yiğit ve
toplumu yöneten yönlendiren kişiler olması gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ