29 Nisan 2016 Cuma

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 2750 İNCİ BEYİT

2750. (Mevlana Hazretlerinin Allah dostlarını anlatımı)
Ne korkuları vardır, ne ümitleri;
Ne ayrılık bilirler, ne buluşma;
Ne dertleri vardır ne sevinçleri;
Ne gizlidir onlar ne apaçık ortada.

Üçüncü terci’m müselles (Sık tekrarlanan üçlü” Akıl, aşk, can”) gibi neşeye neşe katar, başında ağırlık varsa müsellesle (Akıl, aşk, can) yıka başını (Başında yer edinmiş, rahatsızlık veren duygu ve düşüncelerden temizle), değer bu doğrusu.

Akıl, aşk, can;
Bu üçü, dosdoğru bir müselles (Üçgendir);
Her yaraya sanki merhem, her derde adeta derman.

Benim şu müselles şarabımı biri içer de başı ağırlaşmaz, sarhoş olup kendinden geçmezse zaten o, bu bağışa lâyık değildir, beyninde bir illet vardır onun.

Gerçekler güneşinin kadehiyle her an, granit kayalar lâ’l  (Kırmızı az değerli taş) haline gelir, akıyk (Daha daha kırmızım taş, akik) kesilir;
Toprak, nasibine kavuşur, neşelenir.

Fakat kendisinden haberi bile olmayan (Değerini bilmeyen) lâ’l değil;
Şu bildiğimiz akıyk değil, o akıyk, kehribar (Saman çöpünü mıknatıs gibi çeken) gibi gereçleri çeker.

O Lâ’l, akıl gibi iş eridir, neşelidir;
Bu padişah, gelinle ne eşdir, ne de ondan ayrı.

Tanrının has (İyi nitelikleri kendisinde toplamış, kendisine özgü, katışıksız, iyi niyetli kişidir) kuludur (Allah’a sevgiyle bağlanmış, hizmet etmekten mutlu olan insandır), fakat kul öldü, yok oldu mu artık kalan, ancak Tanrıdır.

Akıl bu yolculuktan bir koku almayı çok istedi, çok çalıştı-çabaladı amma bir koku bile alamadı, bütün çalışması boşa gitti.

O var olan bu yokluktan koku aldı ki tamamıyla yok oldu;
O kişi varlığa ulaştı ki tamamıyla yokluğa daldı gitti.
                       ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Allah dostları âşıkların yaşamlarının kolayca tarif edilemeyecek kişiler olduğunu öğrendik.
2.    Her yarası olanın akıl, aşk, can üçgeninde yaşamaları gerektiğini, dertlerine dermanı bu üçgen ilişkisinde bulabileceklerini öğrendik.
3.    Gerçeklerle tanışanın değerinin artacağını, Allah dostlarıyla dostluk kuranların karanlıkta kalmayacaklarını öğrendik.
4.    Allah dostları değerli olup kendini bilmeyen kişiyi kendine doğru çektiğini, çektiği bu kişiyle güzel işler yaptığını, çok yakın aynı zamanda uzak bir konumu muhafaza ettiğini öğrendik.
5.    Allah dostuyla beraberlik yapan kişi bilmelidir ki o kendisini yok edip Allah ile var olmuş kişi olduğundan; onunla konuşmanın, yaklaşmanın Allah’a yaklaşmak gibi olduğunu öğrendik.
6.    Allah’a yolculukta aklın yeterli olmadığını, yokluk âlemini istese de anlayıp kavramayacağını bir koku bile alamayacağını öğrendik.
                          *
İşte böyle yaren;
Yokluk âleminin dünyada görünen her şeyin görünmeden önce hazırlanmasındaki âlemi olduğunu öğrendik, anladık.

Allah dostlarının hem bu dünyada hem de yokluk âleminde iş gördüklerini öğrendik, anladık.
                         *

RAVLİ

Popüler Yayınlar