2750. (Mevlana Hazretlerinin
Allah dostlarını anlatımı)
Ne korkuları vardır, ne ümitleri;
Ne ayrılık bilirler, ne buluşma;
Ne dertleri vardır ne sevinçleri;
Ne gizlidir onlar ne apaçık ortada.
Üçüncü terci’m müselles (Sık
tekrarlanan üçlü” Akıl, aşk, can”) gibi neşeye neşe katar, başında
ağırlık varsa müsellesle (Akıl, aşk, can) yıka
başını (Başında yer edinmiş, rahatsızlık veren duygu ve
düşüncelerden temizle), değer bu doğrusu.
Akıl, aşk, can;
Bu üçü, dosdoğru bir müselles (Üçgendir);
Her yaraya sanki merhem, her derde adeta derman.
Benim şu müselles şarabımı biri içer de başı
ağırlaşmaz, sarhoş olup kendinden geçmezse zaten o, bu bağışa lâyık değildir,
beyninde bir illet vardır onun.
Gerçekler güneşinin kadehiyle her an, granit kayalar
lâ’l (Kırmızı az
değerli taş) haline gelir, akıyk (Daha daha
kırmızım taş, akik) kesilir;
Toprak, nasibine kavuşur, neşelenir.
Fakat kendisinden haberi bile olmayan (Değerini bilmeyen) lâ’l değil;
Şu bildiğimiz akıyk değil, o akıyk, kehribar (Saman çöpünü mıknatıs gibi çeken) gibi gereçleri
çeker.
O Lâ’l, akıl gibi iş eridir, neşelidir;
Bu padişah, gelinle ne eşdir, ne de ondan ayrı.
Tanrının has (İyi
nitelikleri kendisinde toplamış, kendisine özgü, katışıksız, iyi niyetli kişidir)
kuludur (Allah’a sevgiyle bağlanmış, hizmet etmekten
mutlu olan insandır), fakat kul öldü, yok oldu mu artık kalan, ancak
Tanrıdır.
Akıl bu yolculuktan bir koku almayı çok istedi, çok
çalıştı-çabaladı amma bir koku bile alamadı, bütün çalışması boşa gitti.
O var olan bu yokluktan koku aldı ki tamamıyla yok
oldu;
O kişi varlığa ulaştı ki tamamıyla yokluğa daldı
gitti.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah dostları
âşıkların yaşamlarının kolayca tarif edilemeyecek kişiler olduğunu öğrendik.
2.
Her yarası olanın
akıl, aşk, can üçgeninde yaşamaları gerektiğini, dertlerine dermanı bu üçgen
ilişkisinde bulabileceklerini öğrendik.
3.
Gerçeklerle
tanışanın değerinin artacağını, Allah dostlarıyla dostluk kuranların karanlıkta
kalmayacaklarını öğrendik.
4.
Allah dostları
değerli olup kendini bilmeyen kişiyi kendine doğru çektiğini, çektiği bu kişiyle
güzel işler yaptığını, çok yakın aynı zamanda uzak bir konumu muhafaza ettiğini
öğrendik.
5.
Allah dostuyla
beraberlik yapan kişi bilmelidir ki o kendisini yok edip Allah ile var olmuş
kişi olduğundan; onunla konuşmanın, yaklaşmanın Allah’a yaklaşmak gibi olduğunu
öğrendik.
6.
Allah’a
yolculukta aklın yeterli olmadığını, yokluk âlemini istese de anlayıp
kavramayacağını bir koku bile alamayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Yokluk âleminin dünyada görünen her şeyin görünmeden
önce hazırlanmasındaki âlemi olduğunu öğrendik, anladık.
Allah dostlarının hem bu dünyada hem de yokluk
âleminde iş gördüklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ