2640. Dün gece sen yoktun da gece karanlıktı, hiçbir
aydınlığı yoktu;
Ne mumumuzda bir tat-tuz vardı, ne semâ’mızında, ne
de meclisimizde.
Gece, işkenceler içindeydik, suçu yokken şu gönül de
hapse atılmıştı, kaydına kalan, gönlünü alan kimseciği de yoktu.
Sevgili, dünya sana sığınıyor da bu yüzden
emniyette;
Hâlbuki sen yokken geceleyin Ay bile emniyette
görmüyor kendini.
Halkın kibri, benliği, sana perde oluyor;
Benliği olmayan kişi senin sayene (Gölgene, yardımına, korumana) sığmıyor ancak.
Gönül senindir, senin avucundadır;
Fakat cıva tanesi gibi avucunda çırpınıyor, oynayıp
duruyor, sükûnu-kararı yok.
Sâki (İnsan ruhuna Allah
sevgisi, Allah nuru saçan kişi), şarap sun (Bizi
kendimizden geçirecek Allah sözleri söyle), günler pek hoş, pek güzel;
Bugün şarap içmek, otağ kurmak, ateş yakmak günüdür.
Sâki nazik-nazenin (İnsan
ruhuna Allah sevgisi, Allah nuru saçan kişinin dikkat isteyen özen gösterilmesi
gereken cilveli, nazlı), şarap pek latif (Yumuşak,
hoş, ince bir güzelliği var), pek hoş (Beğenilen,
duyguları okşayan, zevk veren), günler de yüce (Yüksek,
ulu, büyük), değerli günler;
Meclis (Allah dostları
topluluğu), gökyüzü gibi apaydın, sevgili de Ay parçası bir güzel.
Ney sesini dinle, nağmelerle (Güzel, uyumlu sesle) üfleyip duruyor;
Şarap içmeye bak (Bizi
kendimizden geçirecek Allah sözleri söyleyeni iyi dinle), gam (Üzüntü), kendi derdine düşmüş, didinip yatıyor (İlgilenen olmadığı için kendi
kendine kalmış).
Bugün, tövbeden başka bozulacak bir şey yok;
Bugün, sevgilinin saçından başka dağınık bir şey
göremezsin.
Geceleyin Tanrı elçisi yetmiş kere tövbe eder amma
tövbeyi bozduran Tanrı olunca gündüzün bozulur gider.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah dostlarının topluluğuna hiç duyulmamış Allah sözlerini söyleyenle beraber
neşelendiklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah’ın kurallar her ne olursa olsun Allah
dostlarının zaman-zaman bu kurallar dışına çıktıklarını ama tövbe ederek yine
kurallara döndüklerini öğrendik, anladık.
Allah dostlarının sıra dışı davrandıklarını, böyle
davranışta olanlara halkın deli veya sarhoş dediklerini, Allah dostlarının bu
kınanma karşısında üzüntü duymadıklarını, sevinç içinde yaşamaya devam
ettiklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ