2740. (Mevlana Hazretlerinin
Şems Hazretlerini anlatımı ve övmesi)
Bu yolculukta (Allah’a
ulaşmada) bir büyüğe uymak, bir uluyu taklit etmek, adeta ele alınan bir
sopadır;
Yolun aydınlığıyla büyüklüğüyle o sopan, elinde bir
Zülfekar (Hz.
Muhammed’in Hz. Ali’ye armağan ettiği ucu çatallı kılıç) kesilir.
Musa, sopasını taşa vurdu, güzelim bir su kaynayıp
coştu taştan;
O sopa, Zülfekar’dı da onun için su verilmişti ona,
onun için parıl-parıl parlıyordu.
Gönül, bugün gökyüzü gibi elsiz-ayaksız, çıkageldi,
La’l renkli (Kırmızı)
şaraplarla mahmurluk sökmüştü, sersemliği hiç kalmamıştı.
Dedim ki:
“ A gönül, ne oldu da küstahça gidiyorsun”?
Dedi ki:
“ Sevgili gündüzün şarap sundu bana.
Bugün aslan avcısıyım artık, erkek aslana bile
saldırırım;
Çünkü çayırlıktan sarhoş bir halde çıkageldim.
Gökyüzü çayırlığında öküz, aslanla beraber
yayılmada;
Bir ateş salayım o çayırlığa da öküz (Görgüsüz, kaba, anlayışsız, yeteneksiz) de yansın,
aslan (Gürbüz, cesur, yiğit) da.
Gerçekten de Kâf’la nun (Arapça
harfler ‘k’ ile ‘n’ harfi), taşla demir, bir çakmak sanki (Kıvılcım çıkartan);
Varlıkla yokluk birbirine çakılmada, yıldızlar
parlayıp çıkmada.
Kutlu yıldızlar, âşıklara doğru sıçrar;
Onların kıvılcımlarından yüzlerce güzel meydana
gelir sanki.
Yomsuz (Uğursuz)-kutsuz
(Mutsuz, zavallı) yıldızlarsa vuslat (Sevgili ile buluşma) vaadinde bulundular mı güle, cefa
(Eziyet) etmeye giriştiler mi dikene benzeyen
kutlu yüzlü kutsuz kişilere sıçrar (İyi ve güzel
insanlar bu yıldızların uğursuzluğuna uğrarlar).
Bir bölük halk da vardır (Âşıklar),
kutluluğundan da geçmiştir, kutsuzluğundan da;
Onlar, yıldızlar gibi sevgilinin güzellik güneşinde
mahvolup gitmişlerdir.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah’ı arama,
bulma, sevgili olarak bilme yolculuğunda daha önce bu yoldan gidip gelmişi
taklit etmenin, bu büyüğe uymanın fayda sağladığını, bu büyüğün yolumuzu
aydınlattığını, bize zarar verecekleri
etkisiz hale getirecek silah ve gıda verdiğini öğrendik.
2.
Ele- ayağa
ihtiyaç olmadan da bir yerden gelinebileceğini, gidilebileceğini öğrendik.
3.
Yeryüzünün ve
gökyüzünde cesur, yiğit, kişiler ile kaba görgüsüz kişilerin bir arada
olabileceklerini öğrendik.
4.
Kutluluk ve
kutsuzluk arayışlarının yıldızlara kadar uzandığını, bizim bunların daha
ötesinde sevinç içinde yaşayan âşıkların topluluğuna ulaşmaya çalışmamız
gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Kim ki, sevgilinin güzellik güneşinde kendini yok
ettiyse artık o güneş olduğunu, kutlu olmaktan, kutsuzluktan kurtulmak için
uğraşmaktan vazgeçtiklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ