4 Nisan 2016 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 2480 İNCİ BEYİT


2480. Dostla oturmuşuz, onunlayız da gene ey dost, nerdesin, nerdesin ey dost deyip duruyoruz, dostun mahallesinde, dostun yanında, sarhoşluktan dostu aramaya koyulmuşuz gitmiş.

Kötü kuruntular, uygunsuz düşünceler, bizim gevşek tabiatımızdan meydana gelmede, dostun huyu bu değil.

Sus, kendisi kendisini övsün;
Senin hay-huyun nerde, dostun hay-huyu nerde?

Seher çağından itibaren senin yüzünü görmek, yaşayıştır bize;
Yarabbi!
Bugün, o güzel yüzün, ne de gönül alıcı bir hale gelmiş, ne de güzelleşmiş.

Bugün yüzünde bir başka güzellik var;
Bugün deli âşık ne yaparsa yerindedir değer.

Dün bana öğüt veren, bugün yüzünü gördü de özürler istedi benden.

Gözlerim kâfi değil, daha yüzlerce göz bulmalıyım, ödünç almalıyım da seni öyle seyretmeliyim;
Fakat kimden ödünç alayım, kimde var seni seyredebilecek göz.

Günlerdir ki bu kulun yüreği atıp duruyor, boyuna oynuyordu, meğerse bugünkü devlete erişecekmişim, önümde böylesine bir gün varmış.

İnsan desem aşktan utanırım, Tanrıdır bu desem Tanrıdan korkarım.

Kaşım seğirip duruyordu, boyuna yüreğim oynuyordu, meğerse böyle bir bahta, böyle bir devlete erişmem takdir edilmiş.
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Sevdiğimiz Allah’la her an berber olduğumuzun bilincinden uzaklaşıp şekilsel olarak görmek arayışına girdiğimizi öğrendik.
2.    Allah’ı her an yarattıklarının güzelliklerinde gördüğümüzü, başımızdaki gözün görmek için yetmediğini, Allah’ı gören gözlerin olması gerektiğini öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
Allah’ın kendisini açıkça göstermediğini, bu nura dayanabilecek gücümüz olmadığını fakat Allah’ın dostlarının yüzüne, gönlüne bakınca Allah’ı görebileceğimizi, o sevinçli heyecanı dünyada yaşarken duyabileceğimizi Hazreti Mevlana’nın müjdeli sözlerinden öğrendik, anladık.
                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar